Türk Hemşireler Derneği’nin ilk onursal üyesi Vehbi Koç Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Semahat Arsel oldu. 1933 yılında kurulan Türk Hemşireler Derneği, tarihinde ilk defa Vehbi Koç Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Semahat Arsel’e ‘Onursal Üye’ unvanı verdi.
Vehbi Koç Vakfı’ndan yapılan açıklamaya göre, Hemşireler Haftası kapsamında; Vakıf, Koç Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi, Vehbi Koç Vakfı Sağlık Kuruluşları, Semahat Arsel Hemşirelik Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi (SANERC) ve Türk Hemşireler Derneği tarafından ‘Küresel Sağlık için Hemşireliğin Güçlendirilmesi’ temasıyla sempozyum düzenlendi.
Arsel, Türkiye’de topluma kaliteli ve güvenli sağlık hizmeti sunulması amacıyla; nitelikli hemşire insan gücü yetiştirilmesine, hemşirelik bilimine, eğitimine, araştırmalara, kanıta dayalı uygulamaların hemşireliğe yansımasına ve mesleğin profesyonel gelişimine verdiği katkıları gerekçesiyle bu unvana layık görüldü.
Vakıftan yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Arsel, hemşirelik mesleğinin çok önemli olduğuna, çok hızlı değişen teknolojiye ve yaşam tarzına uyum sağlayabilmesi açısından devamlı güçlenmesi ve desteklenmesi gerektiğine gönülden inandığını belirterek, “Sadece Vehbi Koç Vakfı’nın değil, bütün hemşirelerin hemşirelik idealine ve mesleğine, bu uğurda kurulmuş Türk Hemşireler Derneği’ne maddi ve manevi destek olmaları çok önemli. Bugünlere kolay gelinmediğini unutmamalıyız. Çalışmaya devam etmeliyiz. Bu onursal üyeliğe beni layık gördüğünüz için tekrar teşekkür ederim.” ifadelerini kullandı.
“Yaşam ummaya, güvenmeye değer”
Türk Hemşireler Derneği Başkanı Dr. Azize Atlı Özbaş ise hemşireler olarak Semahat Arsel’e yönelik duygularını Prof. Ahmet İnam’ın sözlerinden alıntı yaparak ifade etmek istediğini belirterek “Yaşam ummaya, güvenmeye değer. Onun için değiyoruz yaşama, bize değmiş olan yaşama değmemek olur mu? Bize dokunana biz nasıl dokunmayız? Sayın Semahat Arsel, hemşireliğe, Türk Hemşireler Derneği’ne, pek çok hemşireye, bizlerin elleri ile de sayısız yaşama dokundu. Dokunuşları bize toplumdaki bütün bireyler için; insan merkezli, bütüncü, eşitlikçi, erişilebilir, nitelikli sağlık bakım hizmeti sunmak için mücadele etme gücü verdi” dedi.
” Bizim uzattığımız eli tutan hemşireler can-ı gönülden çalıştılar”
Genç yaşlarda başlayan rahatsızlığı ve o tarihlerde, Türkiye’de yeterli derecede sağlık malzemeleri ve hizmeti bulunmaması nedeniyle, Avrupa ve Amerika’da ameliyatlar geçirip, değişik hastanelerde aylarca tedavi gördüğünü kaydeden Semahat Arsel, “Doktorlar ve hemşirelerle iç içe yaşadım. Bu süre içinde doktor ve yoğun bakım hemşirelerinin hastanın sağlığına kavuşmasındaki önemli rollerini yaşayarak öğrendim. Tabii ki her seferinde bu imkânları kendi ülkemizle karşılaştırdım ve içim sızladı. O tarihlerde bunun en acil el atılması gereken konulardan biri olduğunu hissettim ve yardım etmek istedim. Lakin sağlığım müsait değildi.1974 yılında konuyu babam Vehbi Koç’a aktardım. Ona hislerimi anlattım. Görüşümü destekledi, çalışmalara başladık” diye konuştu.
Önce o devirdeki lider hemşireleri Vehbi Koç Vakfı’nda toplayarak Türkiye’deki durumu öğrendiklerini belirten Arsel, “1974 yılında Vehbi Koç Vakfı’nda yapılan toplantıya katılan lider hemşireler, bu konuya yardımcı olmamız nedeniyle çok duygulandılar ve birlikte çalışacağımıza çok sevindiler. İhtiyaçlar tespit edildi. Amerika’dan ‘Hemşireliğin Esasları’ kitabı getirilerek Vehbi Koç Vakfı tarafından Türkçeye çevrildi. Eğitimci hemşirelerin hazırladıkları ders kitapları finanse edilerek bastırıldı ve okullara dağıtıldı. Hemşirelik ile ilgili çıkması gereken yasanın bir an evvel çıkabilmesi için organize olduk. Bizim uzattığımız eli tutan hemşireler can-ı gönülden çalıştılar, yardımcı oldular. Diğer taraftan Türk Hemşireler Derneği o tarihte de vardı ancak maddi imkânları çok kısıtlıydı. Sonuçta hep birlikte başlattığımız bu girişim ile herkese bir ümit geldi. O günden bugüne hemşirelik mesleği akademik ve nitelik açısından çok gelişmiş olmasına rağmen bugün hâlâ gidecek çok yolumuz olduğunu hepimiz görüyoruz” değerlendirmelerinde bulundu.