Elektrikli araç şarjında hukuksal süreçler

Elektrikli araç söz konusu ise aslında sürdürülebilirlik bakımından özellikle şarj konusu ve buna ilişkin yasal düzenleme ihtiyaçları büyük önem taşımaktadır ve şarj istasyonu konusu sadece otomotiv değil, başkaca birçok alanda etki yarattığından farklı hukuki düzenlemelerde de değişiklik yapılması gereğini ortaya çıkarmıştır.

Türkiye elektrikli araç piyasası her geçen gün daha hareketli günler yaşıyor. Yerli elektrikli aracımız Togg’un piyasaya girmesi, ardından da elektrikli araç devi Tesla’nın Nisan 2022 itibarıyla Türkiye piyasasında araç satışına başlaması ile birlikte 2022 yılında elektrikli araçların piyasa payı ilk defa yüzde 1’in üzerine çıktı. 2023 yılı için ise hedef bu payı yüzde 5 seviyelerine çıkarmak. 2023 yılı Temmuz ayı itibarıyla karayollarımızda yaklaşık olarak 25 bin elektrikli araç seyahat etmektedir.

Elektrikli araçların yaygınlaşması Türkiye’nin, tarafı olduğu Paris Antlaşması kapsamında taahhüt etmiş olduğu karbon salınımlarının azaltılması açısından büyük önem taşımaktadır. Fosil yakıt kullanan araçların karbon salınımları toplam karbon salınımında hatırı sayılır bir yer tutmaktadır. Dünya genelindeki karbon salınımın yüzde 22’si taşımacılık sektörü kaynaklıdır. Bu pay içerisinde otomobillerin payı ise yüzde 40 civarındadır. Türkiye’ye ilişkin oranlar da dünya ile paralellik göstermektedir.

Elektrikli araçların Türkiye’de yaygınlaşması ile birlikte yüksek karbon emisyonuna sahip fosil yakıtları kullanan araçların piyasa payı azalacak, bu da Paris Antlaşması çerçevesinde taahhüt etmiş olduğumuz karbon emisyonu hedeflerimizi tutturmamıza olumlu katkıda bulunacaktır.

Çevreye olumlu etkisi kadar ülkemizin enerji açısından dışa bağımlılığı bakımından da kayda değer bir önemi vardır. Elektrikli olmayan araçlar petrol ürünlerini kullanmakta ve bu bağımlılık oranının önemli bir miktarını oluşturmaktadır. Elektrikli araçların yaygınlaşması ile birlikte zaman içerisinde en azından taşımacılık alanında petrol ürünlerine olan ihtiyaç azalacak ve dışa bağımlılık oranı düşüş gösterecektir.

Öte yandan, elektrikli araç şarj istasyonlarının büyük kısmında elektrik ihtiyacı istasyon yakınlarında kurulan yenilenebilir enerji kaynaklarından (özellikle güneş) karşılanmaktadır. Türkiye yenilenebilir enerji kaynakları açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Elektrikli araç şarj istasyonlarının sayısının artması ile birlikte bu kapasitenin kullanım oranı artacaktır.

Taşımacılık sektörü için yüzde 92 oranında dışa bağımlı olduğumuz petrol ürünlerinin kullanımı yerine yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması, en büyük ithalat kalemimiz olan enerji ithalatını düşürecek ve dış ticaret açığının azaltılmasına katkıda bulunacaktır.

Elektrikli araçların piyasadaki payının artması ile birlikte şarj istasyonu ihtiyacı da artmaktadır. 27 Temmuz 2023 itibarıyla Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan (EPDK) lisans almış şarj ağı işletmecisi sayısı 132’dir.  Söz konusu 132 işletmecinin Temmuz 2023 itibarıyla sahip olduğu halka açık elektrikli araç şarj noktası sayısı 4 bin 500 civarındadır. Yıl sonuna kadar 12 bin şarj noktası sayısına ulaşılması hedeflenmektedir. Diğer bir deyişle, mevcutta her beş elektrikli araca bir şarj noktası düşmektedir. Burada yaşanılan en büyük sorun söz konusu şarj noktalarının ağırlıklı olarak şehir merkezlerinde olması, karayollarında halihazırda yeterli sayıda elektrikli araç şarj noktasının bulunmamasıdır.

ELEKTRİKLİ ARAÇLARA YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER

Otomotiv dünyasındaki bu değişim elbette ki hukuki düzenleme ihtiyacını da beraberinde getirmiştir ve bu düzenlemeler öncelikle, Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Strateji Belgesi ve Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı gibi strateji ve politika belgelerinde yer almıştır.

Ayrıca çevre koruma perspektifinden önemi dikkate alarak tüketiciyi teşvik etmek için rekabetçi bir yaklaşım sağlayacak olan vergi düzenlemeleri bu alanda öncelikli yapılan düzenlemelerden oldu.

Elektrikli araç söz konusu ise aslında sürdürülebilirlik bakımından özellikle şarj konusu ve buna ilişkin yasal düzenleme ihtiyaçları büyük önem taşımaktadır ve şarj istasyonu konusu sadece otomotiv değil, başkaca birçok alanda etki yarattığından farklı hukuki düzenlemelerde de değişiklik yapılması gereğini ortaya çıkarmıştır. Nitekim uygulama gerekliliklerine bağlı olarak imar mevzuatında, Elektrik Piyasası Dağıtım Yönetmeliği’nde, ulaşımda verimliliğin artırılmasına ilişkin mevzuatta ve otopark mevzuatında birtakım değişiklikler yapıldı.

Otomotiv sektöründe bizim de gözümüzün önünde gerçekleşen değişimin en önemli etkisi elbette artık araçların şarjını konu alan başlı başına bir sektör ortaya çıkarmış olmasıdır. Bu bağlamda mevzuatta birçok yeni tanım ve terminoloji ortaya çıktı. En nihayetinde bu spesifik alanda düzenleme özel kanun niteliğindeki 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nda “elektrikli araçlar ve şarj istasyonları” meselesinin düzenlenmesi, Aralık 2021’de yapılan değişiklik ile gerçekleşti ve artık “şarj hizmeti” olarak başlı başına bir alan ve tanımlama yapıldı. Ayrıca “birlikte çalışabilirlik”, elektrikli araç”, “sadakat sözleşmesi”, “sertifika”, “şarj ağı”, “şarj ağı işletmecisi”, “şarj hizmeti”, “şarj istasyonu”, “şarj istasyonu işletmecisi” ve “serbest erişim platformu” gibi daha önceden kanunda bulunmayan yeni tanımlar eklendi.

Bu düzenlemeler ile şarj istasyonlarında sağlanacak şarj hizmetinin sunulması için EPDK’dan alınacak lisansa istinaden faaliyet gösterecek “şarj ağı işletmecisi” ve şarj işletmecisinden alınacak “sertifika” kapsamında faaliyet gösterecek “şarj istasyonu işletmecisinden” müteşekkil bir hizmet tedarik zinciri kurgulanmış durumda. Söz konusu yapıda hukuken dikkat edilmesi gereken konulardan biri şarj ağı işletmecisinin kanun bağlamında şarj istasyonu işletmecisinin faaliyetlerinden müteselsil olarak sorumlu olacağıdır.

Bu değişimden EPDK da nasibini aldı ve EPDK şarj ağı işletmecilerine ilişkin olarak lisans kapsamındaki faaliyetlerin kısıtlanması, lisansın verilmesine ve lisans faaliyetinin yürütülmesine ilişkin olarak bazı sayısal sınırlamalar getirme yetkisine haiz oldu. Ayrıca artık istasyonların lokasyonları, kurma zorunluluğu gibi ticari ve teknik konularda özel şartlar belirleyebilme yetkisine sahip hale getirildi. Şarj istasyonu kurma zorunluluğu olan lokasyonlarda kamulaştırma yoluyla istasyon kurulmasını temin edebilecek.

Bu düzenlemeler elbette şarj istasyonu işletmecilerine birçok yükümlülük getirdi. Bunların başında özellikle bu alanda tüketiciyi korumak için getirilmiş olan marka ayrımı olmadan hizmetin tüm elektrikli araçlara sunulmak zorunda olmasıdır. Diğer önemli bir husus ise şarj hizmetinin fiyatının belirlenmesidir ve EPDK tarafından hazırlanacak usul ve esaslar dahilinde şarj hizmet fiyatının serbestçe belirleneceği düzenlenmiştir. Bu önemli belirsiz alanlar içermekle birlikte çıkarılacak ikincil mevzuatlarda çözüm bulunacaktır.

Bu şekilde yeni teşekkül eden ama gelişmesine şüphe olmayan bir alanda öngörülen ve bugün öngörülmeyen ileride uygulamaya bağlı ortaya çıkabilecek konulara yönelik birçok düzenleme ihtiyacı ortaya çıkacaktır. Elbette ki hukuki düzenleme ve bazı hususlarda belirsizlik bu alandaki yatırım ihtiyacını olumsuz etkilememekte, hatta birçok açıdan ilk yola çıkanlar bakımından avantaj dahi olmuş olabilir. Yine de bu alanda muhtemel hukuki ihtilafları en aza indirmeyi hedefleyecek, güncel düzenlemeleri yakından takip ederek, ticari taraflar arasında hukuki düzenleme tasarımının etkin olarak yapılması büyük önem taşımaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir