“Akıllı Sulama Sektöründe Türkiye Liderlerinden Biriyiz”

esular CEO’su Erhan Sandal, küresel sürdürülebilirlik hedeflerine destek sunmak amacıyla yola çıktıklarını ve bu doğrultuda bir yandan Türkiye genelinde büyürken, diğer yandan daha fazla ülkeye ulaşarak sürdürülebilirlik sorumluluğunun küresel bir paydaşı haline gelmek istediklerini vurguladı.

Geride bıraktığı yaklaşık beş senelik süre zarfında ürettiği akıllı tarım çözümleri ve uçtan uca hizmet anlayışı ile hızlı bir büyüme yakalayarak sektörün en iddialı isimlerinden birine dönüşen esular’ın bu sene içinde yaptığı ilk ihracatla küresel bir adım attığını ifade eden esular CEO’su Erhan Sandal, küresel sürdürülebilirlik hedeflerine destek sunmak amacıyla yola çıktıklarını ve bu doğrultuda bir yandan Türkiye genelinde büyürken, diğer yandan daha fazla ülkeye ulaşarak sürdürülebilirlik sorumluluğunun küresel bir paydaşı haline gelmek istediklerini vurguladı.

esular, geride kalan beş senelik süre zarfında şu an nerede duruyor? Akıllı tarım ekosistemi hızla büyüyen bir pazar, siz nasıl ayrışıyorsunuz?

esular, 2019 yılında, tarım alanında daha gelişmiş çözümler sunmak ve üretimde verimi artırmak amacıyla akıllı ve hassas su yönetimine odaklı bir anlayışla kuruldu. Bu aşamada aktif olarak kullandığımız kablosuz haberleşme teknolojileri, pilli sistemler konusundaki uzmanlığımız, endüstriyel sulamanın yapısını yakından tanımamız, 15 yıllık endüstriyel ürün geliştirme tecrübemiz ve daha da önemlisi çiftçileri ve saha koşullarını tanımanın verdiği avantaj ile fikrimizi çok kısa sürede ürüne dönüştürmeyi başardık. Kuruluşumuzun üzerinden sadece birkaç ay geçtikten sonra ilk satışlarımızı yapmaya başladık. Bu süreç içerisinde hem donanım hem yazılım çözümleri geliştirerek dijitalleşen tarımın ve endüstrinin teknoloji üreten bir parçası olmayı başardık. 2021 yılında İTÜ Çekirdek BigBang sahnesine çıkan Türkiye’nin en iyi 20 girişiminden biri ve bu sahnede en çok ödül toplayan dört girişimden biri olduk. Bu sahnede İstanbul Sanayi Odası’ndan “Yılın Sürdürülebilirlik Ödülü”nü aldık. 2022’nin ilk yarısında TÜBİTAK TEYDEB 1507 projemiz kabul aldı. Koç Digital, Tat, Brisa, Divan gibi Türkiye’nin önde gelen kurumsal firmalarıyla iş birliği yaptık. 2023 yılında tohum öncesi yatırım turumuzu başarılı şekilde kapattık. Bir patent başvurusu yaptık ve iki patent ve faydalı model ön çalışmamızı başlattık. Eskişehir’de esular Hub’ımızı açtık. 30’a yakın bayilik ağına ulaştık. 2023 yılında ilk ihracatımızı Azerbaycan’a yaparak ilk günden hedeflediğimiz global pazara ulaşma hedefimizi canlıya almış olduk. Türkiye’deki güçlü bayilik ağımızı Azerbaycan’da da başarıyla genişletmeye başladık.

İş birlikleri sayesinde ürünlerimizin etki alanı sürekli genişliyor ve daha fazla insanın su kaynaklarını ve enerjilerini daha sürdürülebilir ve verimli bir şekilde yönetmelerine yardımcı oluyoruz. Bugün akıllı sulama sektöründe Türkiye liderlerinden biriyiz ve global arenada hedeflediğimiz bazı pazarlara giriş yaptık. Bu süre zarfında, sektöre pek çok girişim girdi. Biz ise; yenilik ve teknoloji odaklı yaklaşımımız, kullanıcı dostu deneyimimiz, veri tabanlı yaklaşımımız ve geniş hizmet ve destek ağı sayesinde sektörde ayrışıyoruz.

esular bünyesindeki ürün ve hizmetlerden bahsedebilir misiniz? Tarım ve diğer alanlarda doğru su kullanımı noktasında nasıl bir metodoloji takip ediliyor?

esular, tarım ve su yönetimi sektörlerini dijitalleştirerek, veri tabanlı kararlarla su kaynaklarının daha verimli kullanılmasını ve sürdürülebilir tarımı teşvik etmeyi amaçlayan yapay zeka destekli su ve enerji yönetim platformudur. Esular; merkezi haberleşme istasyonu, kontrol üniteleri, sensörler ve yapay zeka destekli bulut tabanlı yazılım olmak üzere temel olarak üç donanım ve bir yazılımdan oluşmaktadır. Kablosuz, pille çalışan, ek enerji ihtiyacı gerektirmeyen tak-çalıştır moddaki çözümlerimizin kurulumunu saatler içerisinde gerçekleştirebiliyoruz. Kullanıcı dostu web ve mobil uygulamalarımız ile de kullanım kolaylığı sağlıyoruz. Çözümlerimiz tarım alanları, şehir içi park ve bahçe alanları, seralar, endüstriyel tesisler, golf, futbol sahası gibi özel alanlarda kullanılabiliyor.

Özellikle kısıtlı su kaynağı ile üretim yapmakta zorlanan ve daha verimli tarımcılık yapmaya çalışan çiftçilerimize doğrudan fayda sunuyoruz. Hava nemi, hava sıcaklığı, toprak nemi, akış, basınç, havuz seviyesi, yağış miktarı, rüzgar yönü ve hızı, solar radyasyon, meteorolojik veriler gibi birçok sensör verisini kendi yapay zeka algoritmalarımız ile değerlendirerek, bitki sulama tahminlemesi yapıyoruz. Böylece hem sulamanın istikrarlı olmasını sağlıyor hem de kullanıcı etkisini minimuma indirerek maksimum verimde sulama yapmayı sağlıyoruz. Yapay zeka destekli uzaktan yönetim çözümlerimizle öncelikle işçilik ve modern sulama sistemlerinde kullanılan elektrik, benzin gibi kaynaklarını azaltıyoruz.

esular olarak global olan su kaynaklarının yönetimi sorununa veri tabanlı bir yaklaşım sunuyoruz. esular, suyun en verimli şekilde kullanılması için sürekli veri analizi yapmanın ötesinde, bu analizlere dayalı olarak su yönetiminde pratik aksiyonlar alıyor. Çiftçilere ve diğer kullanıcılara yalnızca öneriler sunmakla kalmayıp bunları uygulamaya dökerek su kaynaklarının daha etkili bir şekilde kullanılmasını sağlıyor.

Bu senenin Nisan ayında aldığınız ve beklediğinizin üzerinde gerçekleşen yatırımdan elde edilen geliri nasıl değerlendireceksiniz?

Bu yatırım turumuz ile birlikte esular olarak, ülkemizde sulama ve su yönetimi konusunda söz sahibi olacak büyüklüğe gelerek burada öğrendiğimiz yöntemleri ve incelikleri dünyaya taşıma hedefi ile yola koyulduk. Kendimiz büyüyüp gelişirken, üreticilerimizi de geliştirme ve büyütme felsefesi ile çıktığımız yolculuğumuzda teknolojimizi ve ekibimizi büyüterek yola devam edeceğiz.

Yatırımın bir kısmını bayilik ağımızı kurmaya ve genişletmeye ayırdık. Bu sayede esular’ı daha fazla çiftçiye ulaştırabileceğiz. Diğer bir önemli alan, müşteri sayımızı artırmak ve hizmetlerimizi geliştirmek. esular olarak, verdiğimiz uçtan uca bir hizmeti iyileştirmek için hem ekibimizi genişletip, güçlendirdik hem de üretim bacağımızı desteklemek için Eskişehir’de esular Hub’ımızın açılışını gerçekleştirdik. Müşterimizin güvendiği ve inandığı bir çözüme sahibiz, bu güveni ve inancı hak etmek için odağımıza müşteri memnuniyetini koyuyoruz ve servis kalitemizi en üst düzeye çıkarmak için 7/24 çalışmaya devam ediyoruz.

Küresele açılma hedefinizde yol haritanızı nasıl şekillendirdiniz? Bir sonraki durak neresi?

esular olarak, ilk adımlarımızı atmaya başladığımız günden itibaren hedefimiz küresel bir başarı hikayesi yazmaktı. Ve global pazarlara açılmaktaki kararlılığımızı somutlaştırarak, ilk ihracatımızı Azerbaycan’a gerçekleştirdik. Yol haritamızda yakından ziyaret etme ve pazarı analiz etme fırsatımız olan Özbekistan, Kazakistan gibi Türki Cumhuriyetler var. Akabinde ise şu an için hedef listemizde olan Romanya, Bulgaristan, Moldova, Fransa gibi ülkelerin pazarlarına girmeye başlamayı planlıyoruz. Ana hedef pazarlarımızdan olan ABD, Brezilya ve Çin pazarlarına yönelik olarak, ilk giriş yaptığımız pazarlardan elde edeceğimiz başarılar neticesinde bir planlama yapacağız.

Tüm bu pazarlarda bayilikler, yerel iş birlikleri ve distribütörlerle çalışmayı planlıyoruz.

esular için önümüzdeki döneme yönelik diğer plan ve projeleriniz neler? Dikeyde benzeri girişimler söz konusu mu?

esular olarak, ürünlerimizi geliştirme ve çeşitlendirme yoluyla, müşterilerimize daha geniş bir çözüm yelpazesi sunmayı planlıyoruz. İnovasyonun her aşamasında yer alarak, tarım ve su yönetimi alanlarında çevre dostu teknolojilerle daha etkili bir gelecek inşa etmeye devam edeceğiz. Küresel bir vizyonla, uluslararası pazarlarda da büyümeyi hedefliyoruz. Bu, dünya genelinde daha fazla çiftçiye ve su yönetimi uzmanına ulaşmamızı ve sürdürülebilir bir dünya için katkıda bulunmamızı sağlayacak.

Son yıllarda hem tarım teknolojileri hem sürdürülebilirilik alanındaki girişimler küresel çapta artış eğiliminde. Elbette sürdürülebilir su yönetimine olan gereklilikle birlikte bu alandaki çözüm arayışlarına odaklanan girişimlerin sayısında da yukarı yönlü bir ivme görüyoruz. Burada erken yola çıkmanın, sektörün oluşmasına öncülük etmenin avantajlarına sahibiz. Bununla birlikte benzer girişimlerle iş birliği yaparak, sektördeki yenilikleri yakından takip ediyoruz.

Tarımın sürdürülebilirliği, güvenilir gıdaya ulaşım, fiyat istikrarı ve enflasyon, gelişmiş ülkeler de dahil tüm dünyanın ortak sorunu. Tarımda küresel arzda da sıkıntılar yaşanıyor. Tüm bu belirsizlikler tarımın dijitalleşmesi konusunda sizce nasıl bir aksiyon aldırıyor?

Tarım dünya genelinde temel bir endişe kaynağı. Nüfus artışı ve iklim değişiklikleri, Yeşil Mutabakat, Paris İklim Antlaşması gibi etkenler, tarımın daha verimli ve sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesini gerektiriyor. Tarımsal dijitalleşme, bu zorlukların üstesinden gelmeye yardımcı olan birçok avantaja sahip, bu sebeple de bu alana yönelim artıyor. Bununla birlikte, farkındalık konuları bölgesel ve ekonomik farklılıklar gösterebiliyor. Bazı bölgelerde dijital tarım hızla benimsenirken, diğerlerinde bu teknolojilere erişim bir tık daha yavaş oluyor. Burada eğitim, kamu-özel sektör iş birlikleri ve politika oluşturma önemli bir rol oynuyor. Dijital tarımın potansiyelinden tam anlamıyla yararlanmak için sadece teknolojik aksiyonlar almakla kalmayıp, aynı zamanda eğitim ve bilinçlendirme faaliyetlerine de önem verilmesi gerekmektedir. Biz bu noktada hem Tarım ve Orman Bakanlığımız hem de üniversiteler ve STK’lar ile beraber çalışıyoruz. Topyekun çalışmak; güvenilir gıda kaynaklarına ulaşım, fiyat istikrarı ve sürdürülebilir tarımın teşvik edilmesi açısından önemli.

Türkiye “su fakiri” olan ülkelerden biri olmasına rağmen, su zengini gibi harcama yapıyor. Türkiye’de suyun daha verimli ve kontrollü kullanması için teknolojik hamleler dışında neler gerekli?

Ülkemiz, su fakiri olmasının yanında gelecekte kuraklık sorununun daha da kötüleşebileceği endişeleri de var.

Hem ülke hem dünya olarak küresel gıda güvenliğimizi sağlamak ve sürdürülebilirlik hedeflerine hizmet etmemiz için su kaynaklarının verimli bir şekilde yönetilmesi ve sürdürülebilir su kullanımını merkeze koymamız gerekiyor. Yaşam hakkı olan su kaynaklarımızın korunması ve sürdürülebilir yönetimi için kurumlar arası koordinasyon sağlanmalıdır. Bununla birlikte politika yapıcıların, STK’ların üniversitelerin, iş dünyasının elini taşın altına koyması gerekir. esular gibi teknolojik girişimler bu süreçte önemli bir rol oynayabilir ancak tüm toplumun bu konuda iş birliği yapması gerekiyor.

Bu yaklaşıma da su kaynaklarının verimli kullanılmasını teşvik etmeyi, modern sulama tekniklerinin benimsenmesini sağlamayı, su tasarrufu sağlayan uygulamaların yaygınlaştırılmasını ve çiftçilere destek sağlanmasını içermektedir. Türkiye’de son yıllarda suyun yönetimi ile ilgili önemli adımlar atılmaktadır. 2021 yılında Cumhuriyet tarihimizin ilk “Su Şurası” yapıldı. Su Şurası’nın kapanış toplantısında da belirtildiği gibi “Su Önümüzdeki 100 Yılın En Stratejik Değeri” olacaktır.

Bir zamanlar ismi gıda ve tarımcılık ile paralel giden Türkiye, son yıllarda bu unvanını kaybetmeye yüz tuttu. Sizce dijitalleşme bu noktada bir itibarı iade oluşturabilir mi?

Pandemi, Rusya- Ukrayna Savaşı gibi olumsuzlukların neticesinde tarımın stratejik önemi daha iyi anlaşıldı. Diğer yandan pek çok ülke ciddi atımlar söz konusu; uzayda tarım, çölde tarım, hibrit türler, gıda laboratuvarları vs. Bunlar bize gösteriyor ki, yakın bir tarihte dijitalsiz tarım olmayacak. İçinde bulunduğumuz süreçte gelecekte tarım yapmak istiyorsak daha azıyla daha fazlasını üretmemiz gerekiyor. Birim alandan alınan verimi artırmalıyız. Bunun da anahtarının teknoloji. Dolayısıyla ülke olarak hızla teknolojik adımlar atmalıyız.

“Laboratuvar Gıdaları İklim Krizi ile Mücadelede Rol Oynayabilir”

Günümüzde bilimkurgu ve distopik filmler genellikle geleceğin gıda ve tohum kaynaklarının sıkıntılı olabileceği senaryolarını işliyorlar. Bu filmler, iklim değişikliği, nüfus artışı ve çevresel faktörlerin gelecekte gıda üretimi ve dağıtımı üzerindeki olası etkilerini gözler önüne seriyor. Laboratuvar gıdaları, bu tür senaryoların önlenmesi veya hafifletilmesine yardımcı olabilecek bir yaklaşım sunuyor. Bu gıdalar, geleneksel tarım yöntemleriyle kıyaslandığında daha verimli bir şekilde üretilebiliyor. Bu, azalan toprak kullanımı, su tasarrufu ve enerji verimliliği gibi avantajlarla sonuçlanabilir. Ayrıca laboratuvar gıdaları, toprak ve iklim koşullarından bağımsız olarak üretilebileceğinden, iklim değişikliğinin gıda üretimine olan olası etkilerini azaltabilir. Ancak laboratuvar gıdalarının geniş ölçekte kullanılabilir hale gelmesi ve toplum tarafından kabul edilmesi için çeşitli bilimsel, düzenleyici ve etik zorluklarla karşılaşılabilir. Bu teknolojinin başarılı bir şekilde uygulanabilmesi için ciddi araştırma ve geliştirme çalışmalarına ihtiyaç var.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir