Geleceğin pazarlamasında yeni eğilimler ve stratejiler neler olacak? Teknolojik trendler pazarlama stratejilerini nasıl şekillendiriyor? Geleceğin pazarlamasında yaratıcı stratejiler geliştiren markalar bir adım önde!
Pazarlamanın araçları ve trendleri pek çok parçanın karmaşık bileşeniyle ortaya çıkar. Psikoloji alanında ortaya çıkan bir bulgu ya da uluslararası ilişkilerde yaşanan süreçler, o yılın pazarlama stratejilerinde ve trendlerinde beklenmedik etkiler yaratabilir. Dolayısıyla, pazarlamanın varacağı noktayı doğrudan saptamak zordur. Fakat, periyodlara bölerek belli bir tema altında kat edilen gelişmelere uzaktan bakabilmek öngörüler adına yararlı olacaktır. Ben de bu yazıda, artık sonuna geldiğimiz 2023 yılı odağında periyodu daraltıp dijital açılımlar bağlamında pazarlamadaki genel atılımlara ve muhtemel gelecek senaryolarına odaklanacağım.
Yapay Zeka ve Türevlerinin Pazarlamadaki Rolü
Yapay zeka algoritmaları, büyük miktardaki veriyi çözerek ve gizli içgörüleri açığa çıkararak tüketici davranışı ve tercihlerinin karmaşıklığını analiz eder. Bu anlayış, pazarlamacıların doğrudan hedef kitlelerinin isteklerine hitap eden özel kampanyalar oluşturmalarına olanak tanıyor.
2023 yılında pazarlamadaki devrimsel atılımların kökeninde kuşkusuz yapay zeka ve makine öğrenmesi teknolojileri yer alıyor. Yapay zeka ve makine öğrenimi, otomasyonu, kişiselleştirmeyi ve tahmine dayalı analitiği mümkün kılarak dijital pazarlamada devrim yaratıyor. Pazarlamacılar, veri analizi, müşteri segmentasyonu ve tahmine dayalı analitik verileri işleme gibi görevleri artık yapay zekanın güvenilir optimizasyonuna devretmiş durumda. Örneğin, MailChimp gibi e-posta pazarlama platformları yapay zekayı kullanarak kullanıcı verilerini analiz ederken, kişiselleştirilmiş e-posta kampanyaları sunuyor. Bu da daha yüksek etkileşim ve dönüşüm oranları sağlıyor.
Yapay zeka aracılığıyla markaların müşteri ile kurduğu bağı güçlendiren ve 2023 yılında iyice yaygınlaşan bir diğer araç da sohbet botlarıdır. 2025 yılına gelindiğinde müşterilerin markalarla olan etkileşimlerinin yüzde 95’inin sohbet botları gibi yapay zeka aracılığıyla gerçekleşeceği öngörülüyor. Konuşmaya dayalı pazarlama, markaların müşterilerle daha kişisel düzeyde etkileşim kurmasına olanak tanıyor.
Doğal dil işleme ve makine öğreniminin sürekli gelişmesiyle birlikte markalar artık müşterilerin endişelerini gidermek ve gerçek zamanlı soruları yanıtlamak için sohbet robotlarının kullanımını artırıyor. İster destek sunuyor olsun, ister web sitesi ya da sosyal medya platformları aracılığıyla potansiyel müşteri ediniyor olsun, sohbet robotları müşteri katılımını ve memnuniyetini artırmaya yardımcı oluyor.
Kişiselleştirilmiş ve İnteraktif Deneyim Dijital Pazarlamada Kritik Rol Oynuyor
Bu yıl kişiselleştirme, başarılı dijital pazarlamanın temel taşı haline geldi. Markalar, hedef kitlelerine özel deneyimler sunmak için dinamik içerik ve yapay zeka destekli kişiselleştirme teknolojilerinden yararlandı. Örneğin; Netflix’in kişiselleştirilmiş öneri algoritmaları, izleyicilere izleme geçmişlerine göre seçilmiş içerik sunarak etkileşimi ve müşteri bağlılığını artırıyor. Ayrıca, interaktif içerik de dijital pazarlamada önemli bir rol oynadı. Markalar, hedef kitlelerinin ilgisini çekmek ve daha derin bağlantılar kurmak için testler, anketler ve etkileşimli videolardan yararlanıyor. Oyunlaştırma (gamification), yine müşteri ve markanın ortak deneyim yaşamasına olanak tanıyan araçlardan biri oldu. Örneğin; Sephora, ödül programını tanıtmak için oyunlaştırmayı kullanarak müşterilerini eğlenceli zorluklarla buluşturdu ve onları indirimler, makyaj örnekleri ve diğer avantajlarla ödüllendirdi.
Potansiyel bir müşteri, gün içinde binlerce reklama maruz kalıyor. Yapay zeka, arka planda kaybolan jenerik reklamların yerine müşteriye özel olarak tasarlanmış kişiselleştirilmiş bir tanıtım sunuyor. Google, 2019 yılında Discovery Ads’in kullanıma sunulmasıyla reklamcılıkta önemli bir ilerlemeye öncülük etmişti. Bu devrim niteliğindeki yaklaşım, markaların görsel olarak çekici, kişiselleştirilmiş ve sürükleyici bir deneyim aracılığıyla tüketicilerin ilgisini çekmesine olanak tanıdı. Google, 2023 yılında kişiye özgü reklam yerleştirme seçeneğini daha da güçlendiren yapay zeka destekli iki yeni özelliğini duyurdu. Bunlar “Demand Gen” ve “Video View”. Google’ın açıklamasına göre; Demand Gen kampanyası, sosyal platformlardan satın alma işlemini teşvik eden reklam verenlerin ilgi çekici görsellerinin ve kampanyalarının doğru zamanda yani müşterilerin satın alma işlemini yapma olasılığının en yüksek olduğu zaman aralığında reklamlarla müşterileri buluşturuyor. Yine Google’ın iddiasına göre Demand Gen kampanyası; shorts, keşfet ve gmail dahil olmak üzere eğlence odaklı temas noktalarında site ziyaretlerini ve işlemlerini (ör. kaydolma ve alışveriş sepetine ürün ekleme işlemleri) artırıyor.
Markalar Fijital Deneyime Odaklanıyor
Sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik, oyun ve eğlence alanını aşarak çeşitli endüstriler üzerinde önemli bir etki yarattı ve pazarlamayla entegre hâle geldi. Teknoloji ilerlemeye devam ettikçe işletmeler, müşterileri için sürükleyici ve ilgi çekici deneyimler yaratmak adına sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik teknolojilerinden giderek daha fazla yararlanarak ürün ve hizmetlerinin pazarlanma şeklini yeniden tanımlıyor. Snap Consumer’a göre 2025 yılına kadar dünya nüfusunun neredeyse %75’i artırılmış gerçekliği sık sık kullanacak. Markalar, müşterilerin satın almadan önce ürünleri sanal olarak denemelerine olanak sağlamak için bu yıl bolca artırılmış gerçeklik teknolojilerinden yararlanarak çevrim içi alışveriş deneyimi oluşturdu. Örneğin; IKEA’nın artırılmış gerçeklik uygulaması, müşterilerin satın alma kararı vermeden önce evlerindeki mobilyaları görselleştirmelerine olanak tanıyor.
Öte yandan sanal gerçeklik de kullanıcıları deneyimsel pazarlamayı mümkün kılan sanal ortamlara taşımak için kullanıldı. Markalar, müşterilerin ilgisini benzersiz ve unutulmaz bir şekilde çekmek için sanal showroomlar, etkinlikler veya simülasyonlar oluşturdu.
Pazarlamada dijital etkileşim, deneyim açısından müşteriye sınırlı olanak tanıyor. Diğer taraftan, markalar dijital dünyanın sınırlarını aşıp tüketicileriyle daha etkileşimli bir bağlantı kurmak adına fijital deneyimlere odaklanmış durumda. Pazarlamanın manzarası, fiziksel ve dijital dünyaların kusursuz bir karışımı olan fijital deneyimlerin ortaya çıkmasıyla derin bir dönüşüm geçiriyor. 2023’te örneklerini gördüğümüz ve ileride daha çok göreceğimiz bu yenilikçi yaklaşım, yalnızca iki alanın yakınlaşmasından ibaret değil, aynı zamanda işletmelerin hedef kitleleriyle etkileşim kurma biçimini yeniden tanımlayan devrim niteliğinde bir adımdır.
Kısa Video ve Podcast’ler Pazarlamada Oyunun Kurallarını Değiştiriyor
Artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik gibi dijital buluşlara endekslenmiş araçlar olmasa da 2023 yılında trend olan diğer araçlar arasında kısa videoları ve podcast’leri sayabiliriz. YouTube Shorts, Instagram Reels ve TikTok son yıllarda patlama yaşayan kısa biçimli video formatları sunan platformlardır. Kısa videolar, kitlelerin ilgisini çekmenin ve eğlendirmenin, trend olan konulardan yararlanmanın ve nispeten az çaba ve maliyetle viral hale gelmenin en iyi yoludur. Günümüzde sosyal medya kullanıcılarında azalan dikkatle beraber viral olmak pazarlama dünyasında oyunun kurallarını değiştiriyor. Daha akılda kalıcı etki yaratmak için bazen içeriğin daha azını müşteriyle buluşturmak daha etkili bir yol olabiliyor.
2023’te ön plana çıkan pazarlama kanallarından bir diğeri de podcast’ler oldu. Giderek daha fazla insan podcast’leri dinliyor ve bu da podcast’leri markalar için önemli bir fırsat haline getiriyor. Podcast dinleyicilerinin %63’ünün podcast’te duydukları ürünü ve hizmetleri satın aldığına veya araştırdıklarına yönelik pazarlama verileri mevcut. Her geçen gün daha fazla şirket farkındalığı artırmak, yeni kitlelere ulaşmak ve marka varlığını oluşturmak için podcast’leri kullanıyor. Podcast’in pazarlamada ön plana çıkan yönlerinden biri, başka uğraşlar esnasında da dinlenebilmesi nedeniyle kullanıcı için çok erişilebilir olmasıdır ve bu daha fazla konsantrasyon gerektiren, diğer kanallara göre oldukça büyük bir rekabet avantajı yaratıyor.
Müşteriler Toplumsal Duyarlılığı Olan Markalara Yöneliyor
Yazının girişinde pazarlama trendlerinin pek çok bileşeni olduğuna değinmiştim. Teknoloji, hiç kuşkusuz üretim ve tüketim alışkanlıklarını dahi değiştirerek pazarlamada en büyük etkiyi yaratan köşe taşı. Diğer taraftan, insanın seçimleri ona dayatılan yeniliklerden ibaret değil. Bilhassa Gen-Z ile birlikte pazarlama stratejilerinde ön plana çıkan değerlendirme kriterleri fiyat ve üründen daha fazlası. Artık müşteriler markanın etik değerleri ön planda tutmasını talep ediyor. Marka stratejilerinde ekolojik hassasiyetler göz önünde bulundurulduğu gibi toplum algısına yönelik iyileştirici sloganlar da ön planda tutuluyor.
Sosyal medya filtrelerinin sanal ölçülerine ve standart güzellik algısı empoze eden markalara itiraz olarak Dove, 2023 yılında #TurnYourBack kampanyası aracılığıyla vücut olumlamayı ön plana çıkardı. Geleneksel güzellik standartlarından uzaklaşan marka; şekil, boyut, yaş ve etnik köken bakımından çeşitlilik gösteren, hayatın her kesiminden kadınların gerçek güzelliğini vurguladı. Kampanyanın özgün güzelliği tasvir etmesi, sıklıkla ulaşılamaz idealleri desteklediği için eleştirilen bir sektörde önemli bir etki yarattı. Marka, güzellik normlarına meydan okuyarak ve vücut güvenini teşvik ederek güçlü bir toplumsal duyarlılıkla uyumlu hale geldi. Dove’un özgün güzelliği takdir etme konusundaki kararlılığı, daha kapsayıcı bir güzellik endüstrisi talep eden müşterilerde hayranlığa ve marka sadakatine sebep oldu.
İnsanı Odağına Alan Pazarlama Anlayışının Yükselişine Tanık Oluyoruz
Pazarlama 5.0, müşteriler için deneyimler yaratmak amacıyla teknoloji ve insanın iş birliği yaptığı, “insanlık için teknoloji” olarak konumlanan bir pazarlama stratejisidir. Yazının genel çerçevesinde teknolojinin pazarlamada dönüştürücü etkisinden bahsetmiş olsam da Pazarlama 5.0’ın temel paradigması teknolojik gelişmeler değildir. Aslında, geleneksel pazarlama tekniklerinden dijital pazarlama tekniklerine geçiş Pazarlama 4.0’ı meydana getirdi. Bu süreçte, teknolojiler piyasa dinamiklerinde değişimlere ve yeni müşteri tipine yol açarken, markalar da tüketicilerine yakınlaştı. Pazarlama 5.0, odak noktasını teknolojiden insana kaydırdı. Pazarlama 4.0’daki gibi teknoloji önemini korurken Pazarlama 5.0, tüketicileri daha derin, daha insani bir düzeyde anlamaya ve onlarla bağlantı kurmaya daha fazla önem veriyor. Pazarlama 5.0 anlayışı; insan duygularının, değerlerinin ve deneyimlerinin karmaşıklığıyla ilgilenir.
Pazarlama 5.0, modern pazarlama çalışmalarının en önemli isimlerinden Philip Kotler’in, Hermawan Kartajaya ve Iwan Setiawan ile birlikte yazdığı “Marketing 5.0 Technology for Humanity” kitabıyla kavramsallaştı. Kotler, pazarlamacıların tüketicilerle daha yakın ve daha çevik bir ilişki kurmak için teknolojiden nasıl faydalanabilecekleri sorusuna odaklanır. Bu bağlamda beş konsept ön plana çıkıyor.
Tahmine Dayalı Pazarlama: Bir ürünü veya hizmeti piyasaya sürmeden önce pazarlama faaliyetlerinin sonuçlarını tahmin etmek için müşterilerden toplanan gerekli verileri yararlı bilgilere dönüştürme.
Bağlamsal Pazarlama: Yapay zeka aracılığıyla her tüketiciye, onlara ulaşması için doğru zamanda, doğru platformda, doğru mesajları iletebilecek şekilde kişiselleştirilmiş bir deneyim sunma.
Artırılmış Pazarlama: Sohbet botu, artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik gibi sanal etkileşimleri kullanarak müşteri deneyimini geliştirme.
Çevik Pazarlama: Markaların son derece etkili pazarlama kampanyaları oluşturmak için hem iç hem de dış ortamlara tepki verebilen, son derece esnek ve işlevsel ekiplerin katılımını sağlaması.
Bu beş bileşen, pazarlamacılar için hâlihazırda mevcut olan yapay zeka, doğal dil işleme, artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik, robot teknolojisi, nesnelerin interneti ve blokzincir gibi bir dizi yeni teknoloji tarafından destekleniyor.
Kısacası pazarlama mesleği değişiyor ve kısa vadede çok daha fazla değişecek. Pazarlama 4.0’ın açılımlarıyla birlikte markalar satış stratejilerinde teknolojiyi etkin şekilde kullanıyor olsa da Pazarlama 5.0, “insan odağında” tüketicilerle daha yakın ve daha çevik bir ilişki kurmak için teknolojinin nasıl kullanılabileceğini merkeze almış durumda.