Verilere Dayalı Sosyolojik Statü: Dijital Vatandaşlık

Coğrafi sınırlara dayalı geleneksel vatandaşlık anlayışının küreselleşmeyle birlikte zayıflaması ve dijital platformların tüm dünyada yaygın şekilde kolay erişilebilir olması ve geleneksel vatandaşlık statüsündeki hukuki bağdan bağımsız olarak tesis edilebilir olması gibi etkenler, dijital vatandaşlık kavramının önem kazanmasına yol açmıştır.

Dijitalleşmeyle birlikte tüm dünyayı, devletleri ve kişileri etkileyen bir dönüşüm yaşanmaktadır. Bu dönüşüm, vatandaşlık kavramının yeniden şekillenmesini de beraberinde getirmektedir. Dijital çağda her şeyin bir “sayısal” karşılığı bulunmakta ve bu durum, geleneksel vatandaşlık anlayışından oldukça farklı yeni bir kavram olan dijital vatandaşlığın ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Dijital vatandaşlık, coğrafi sınırlardan bağımsız olarak tüm dünyada geçerli bir olgudur ve internette var olabilmek, belirli sözleşmeleri kabul etmek bu vatandaşlık türünü kazanmak ve kullanmak için yeterli görülmektedir. Dijital ortamdaki verilerle yeni bir vatandaşlık statüsü oluşturulması mümkün görünmektedir. Özellikle salgın döneminde hızlanan dijitalleşme, vatandaşların kendi toplumlarıyla olan bağlarını zayıflatırken, dijital ortamlarda daha yoğun ilişkiler kurmalarına yol açmıştır.

Coğrafi sınırlara dayalı geleneksel vatandaşlık anlayışının küreselleşmeyle birlikte zayıflaması ve dijital platformların tüm dünyada yaygın şekilde kolay erişilebilir olması ve geleneksel vatandaşlık statüsündeki hukuki bağdan bağımsız olarak tesis edilebilir olması gibi etkenler, dijital vatandaşlık kavramının önem kazanmasına yol açmıştır.

Vatandaşlık, birey ile devlet arasında karşılıklı haklar, görevler ve yükümlülükleri tanımlayan hukuki bir ilişkidir. En temel anlamıyla, vatandaşlık bireyin bir devlete ait olma durumunu ifade eder. Dijital vatandaşlık, dijital dünyada, çevrim içi ortamlarda bir birey olarak bilgisayar, internet ve diğer dijital iletişim araçlarını sorumlu bir şekilde kullanarak, tanıdık veya tanımadık kişilerle veya yapılarla (örneğin internet siteleri ile) çevrim içi ortamlarda kurallara uygun ve güvenli bir şekilde iletişim kurmasına dair bir yaklaşımdır.  Klasik vatandaşlık, kişinin devlete bağlılığı ve sorumluluklarını olması gereken şekilde yerine getirmesine odaklanmışken, dijital vatandaşlık ise en genel kapsamı itibarıyla teknoloji kullanımına ilişkin hak ve sorumluluklar bütününde yer alan, herkes için güvenli, doğru, etik, amaca uygun ve herkese karşı sorumluluk içeren davranış normları olarak ifade edilebilir.

Dijital VatandaşlıkHak ve Sorumluluklar

Peki, insana yüklenen bu yeni tanımlama ve bu kapsamda hak ve sorumluluklar neleri kapsamaktadır? Dijital vatandaş, her şeyden önce kendine ve kendi kişisel verileninin korunmasına dair sorumluluklar taşırken, aynı zamanda ortamdaki diğer bireyler için de aynı sorumlulukla hareket etme bakış açısına sahip olmalıdır. Dijital dünyada en sık karşılaşılan sorunlardan biri artık bilgiye kolay erişebilirken, diğer taraftan bilginin doğru ve güvenilirliğinin tespitinin zor olmasıdır. Bu bağlamda dijital vatandaş olarak sorumluluklarımız içinde her zaman bilginin içeriğini, kaynağını ve iletişim taraflarını sorgulamak, çevrim içi yapılan davranışların fiili ve etik sonuçlarının farkında olmak, teknolojiyi başkalarına zarar vermeyecek şekilde kullanma sorumluluğunu taşımak, internet ortamında iletişim ve bilgi edinme hakkını kullanırken diğer yandan yaptığı paylaşımlarında ve iş birliğinde doğru tutumu sergilemek ve başkalarını da bu yönde teşvik etmek sayılabilir. 

Bu mecralarda yapılan her türlü faaliyet kapsamında özellikle güvenlik açısından alışkanlık haline getirilmesi gereken uygulamalar; bilginin kaynağının kontrolü, bilginin çift doğrulama ile güvenliği, şifre güvenliği, kimlik kontrolü, kullanılan bağlanma ortamındaki siber güvenlik kontrolü olarak sayılabilir. Bu mecralardaki her türlü kullanımda ve her zaman gizlilik kaygısı ve kişilik haklarına saygı duyulmalı, haber alma özgürlüğünün bilincinde olup bu hak kullanılırken diğer yandan sınırları bilinmelidir.

Dijital vatandaşlık dokuz alt boyutta değerlendirmeye tabi tutulmaktadır. Bu dokuz boyutu dijital etik, dijital kanun, dijital hak ve sorumluluklar, dijital sağlık, dijital güvenlik, dijital erişim, dijital ticaret, dijital iletişim, dijital okur ve yazarlık oluşmaktadır.

Dijital haklar ve sorumluluklar, dijital vatandaşlığın temel unsurlarıdır. Bireylerin dijital dünyada sahip oldukları beklentileri ve yükümlülükleri tanımlarlar. Fiziksel hayatımızda hak ve sorumluluklarımız olduğu gibi, çevrim içi etkileşimlerimizde de bunlara sahibiz. Dijital hakları ve sorumlulukları anlamak ve desteklemek, güvenli, kapsayıcı ve etik bir dijital ortam oluşturmak için çok önemlidir.

DİJİTAL ETİK Dijital araçların kullanılırken başkalarının haklarına saygılı olunması
DİJİTAL KANUN Dijital ortamda geçerli olan kural politika ve kanunlar hakkında bilinçli olunması
DİJİTAL HAK VE SORUMLULUKLAR Dijital araçları herkesin özgürce kullanabilmesi ve bu araçlar sayesinde herkesin kendini özgürce ifade edebilmesi
DİJİTAL SAĞLIK Dijital dünyanın getirdiği fiziksel ve psikolojik sağlık sorunları ile ilgili bilinçli olunması
DİJİTAL GÜVENLİK Dijital araçları kullanırken kullanıcıların donanım, yazılım ve ağ güvenliklerini sağlayabilmeleri
DİJİTAL ERİŞİM Dijital teknolojiye yüksek hızda, yüksek kalitede erişilebilmesi
DİJİTAL TİCARET Çevrim içi ortamda mal ve hizmet satın alabilme bilinci ve yeterliliğinde olunması
DİJİTAL İLETİŞİM Dijital ortamda farklı iletişim kaynaklarını kullanabilme beceresine sahip olunması
DİJİTAL OKUR VE YAZARLIK Dijital ortamda doğru bilgiye ulaşma, doğru bilgiyi üretme ve paylaşabilme bilincinde olunması

Dijital vatandaşlığın anlamını ve boyutlarını detaylıca inceleyen Mike Ribble, dijital araçların kullanım yaşının giderek düşmesi ve yeni neslin “dijital yerli” olarak kabul edilmesi nedeniyle, dijital vatandaşlık bilincinin daha çocukluk döneminden itibaren geliştirilmesi gerektiğini vurgular. Günümüzde çocuklara dijital araçların etkili ve sorumlu kullanımı öğretilmeli ve dijital dünyada da birer vatandaş oldukları hakları ve sorumlulukları konusunda bilinçlendirilmeleri gerekmektedir. Teknolojinin hayatımıza kattığı konfor ve kolaylıklar kadar kısa ve uzun vadede karşı karşıya kaldığımız riskler bakımından bireyler olarak bilinçlenmemiz büyük önem taşımaktadır. Dijital ortamlarda da artık bir ayak izimizin olduğu, hukuki veya harici bağlar kurarak ilerlediğimizi ve bunların her birinin bir risk taşıyabileceği bilinci ile hareket etmemiz gerekir. Bu sorumluluk bilinciyle atılacak ilk adım kendi verilerimizi paylaşırken daha bilinçli olmak ve daha tutucu davranmak, yani mahremiyet kaygısı taşımaktır. Sonraki adım ise güvenlik risklerini kabul edip bunlara karşı alınacak kişisel önlemleri almak ve dijital ortamlar seçerken bu bilinç ve altyapı ile çalışan mecraların kullanımı tercihini yapabilmektir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir