“İhracatımızı Yüzde 30 Artıracağız”

Küreselde 50’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiren ve geçtiğimiz seneyi kendi sektöründe en yüksek ihraç birim fiyatını gerçekleştiren firma olarak kapatan Porland’ın, bu seneki ihracatını yüzde 30 artırma hedefinde olduğunu vurgulayan Porland Koordinatörü İsmail Taşkın, özellikle kara Avrupa’sına hizmet verebilecek pazar yerlerinde olmak için çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.

 Türkiye’de porselen sektörünün öncü markalarından olan Porland, yüzde 100 sermayeli bir şirket olarak Türkiye’nin ekonomik katma değerini artıran isimlerden biri.

Porlan, geçtiğimiz sene kendi sektöründe en yüksek ihraç birim fiyatını elde ederek, “şampiyon” oldu. Ülkenin prestijine değer katmak için çalışan Porland’ın bu seneki hedefinin ihracatı yüzde 30 oranında artırmak olduğunu belirten Porland Koordinatörü İsmail Taşkın, önümüzdeki süreçte içerde fiziki mağazalar açmaya devam ederken, yurt dışında, özellikle kara Avrupa’sına hizmet verebilecek pazar yerlerinde yer almayı planladıklarını söyledi.

Pandemi sürecinde pek çok kurum ve marka kayıplar yaşarken ve kararsızlıkla hareket ederken Porland yatırımlarına devam etti. 2020 Mart ayından bu yana olan süreci nasıl geçirdiniz? Bu yeni süreç, Porland tarafında nasıl bir üretim anlayışı ve yaklaşım oluşturdu?

Pandemi, geçmişte tüm dünyada ve ülkemizde yaşanan kriz süreçlerinden çok daha zor, farklı ve belirsiz bir süreçti. Kapanmanın etkisiyle birçok sektör ve gastronomi kanalı tamamen durdu. Evde vakit geçirme konsepti ise tam tersi yükselen bir ivme kazandı. Gastronominin durması, aslında bizim için bir fırsatı da doğurmuş oldu. O süreçte yeni ürün ve Ar-Ge çalışmalarımızı daha da artmıştık. Ek olarak, eksilen stoklarımızı fazlasıyla tamamlayarak açılışa hazır hale geldik. Bugün sektörümüzde en kısa termin tarihi ile çalışan firma olduğumuzu söyleyebiliriz.

Pandemi sürecinde hem üretim kapasite yatırımlarımıza hem de yeni mağaza açılışlarımıza ara vermeden devam ettik. Aynı zamanda bu süreçte e-ticaret kanalındaki hızlı büyüme, dijital kaslarımızı güçlendirme ihtiyacı doğurdu. Biz de hızlı bir şekilde eksiklerimizi tamamlayarak dijital pazarlamaya da yatırımlar yaptık.

Tüm bunların yanında Porland olarak; yeni serimiz Stoneware’i kullanıcılarla buluşturduk. Dayanıklı, zarif, çok yönlü, mikrop barındırmayan, hijyenik, kolay temizlenebilen, kurşun kadmiyum gibi ağır metalleri içermeyen ve sağlığa dikkat edenlere hitap eden Stoneware ürünlerimizle, özelleştirilmiş bir kupadan yemek takımı ve bir fırın tepsisine kadar birçok alanda kullanıcılarımızı bu eşsiz malzeme ile bir araya getirdik.

Sınırdaki karışıklıklar, enflasyon ve artan lojistik maliyetleri gibi problemler üretiminize ve yurt dışı operasyonlarınıza nasıl yansıyor?

Ülkemizde yaşanan iç ya da dış kaynaklı her türlü olumlu olumsuz gelişmeyi yakından takip ediyoruz. Özellikle olumsuzluklara karşı hızlı aksiyon alarak oluşabilecek negatif etkilerden korunma yolları geliştirmemiz gerekiyor. Başta lojistik zincirinin bozulması ile başlayan yüksek enflasyon ve sürekli artan maliyet değişimleri bu süreçte tüm üreticileri olduğu gibi bizleri de zorladı. Ham maddeye Euro bazında gelen zamlar, enerji maliyetlerindeki artış, lojistik tarafındaki yüksek fiyatlar nedeniyle, ne kadar istemesek de biz de satış fiyatlarımızı minimuma yakın bir seviyede güncellemek zorunda kaldık.

Porland geçtiğimiz yıl, kendi sektöründe en yüksek ihraç birim fiyatını elde ederek, “şampiyon” oldu. Bu sene için hedef nedir?

Hedefimiz katma değerli ürün üretimini sürdürerek ülkemizin prestijine katkı sağlamaya devam etmek. Aynı zamanda bu yıl için ihracatımızı en az yüzde 30 oranında artırmayı hedefliyoruz.

 2021’de Türkiye’de 33. mağazanızı açarken aynı zamanda ABD perakende pazarına giriş yaptınız. Bu sene için mağaza hedefi nedir? Ve giriş yapmayı planladığınız yeni pazarlar var mı?

Önümüzdeki süreçte Türkiye’de fiziki mağazalar açmaya devam ederken, yurt dışında, İngiltere’de ve Almanya’da özellikle tüm kara Avrupa’sına hizmet verebilecek pazar yerlerinde yer almayı hedefliyoruz.

Globalde10’larca ülkeye ihracat gerçekleştiren bir firma olarak, Türkiye’nin porselen sektöründe küreseldeki yerini nasıl özetlersiniz?

Güncel düzenli ihracat yaptığımız ülke sayısı şu an 50’nin üzerinde olup, ağırlıklı ihracat ülkelerimiz Avrupa’dır. Avrupa’da tasarıma gösterilen ilginin Türkiye’ye kıyasla fazla olması, tasarım ürünlerine hassasiyet göstermemize olumlu katkılar sağlıyor. Pandemi sonrası Uzak Doğu’ya olan bakış açısı değişikliği ve oradaki artan enerji, işçilik ve navlun maliyetleri ülkemizi bir anda cazibe merkezi haline getirdi. Ülkemiz ve hatta firmamız şu anda porselen denildiğinde akla gelen ilk gelen ülke ve firmalardan biri olarak anılıyor.

Gıda alanındaki hassasiyetler sektörünüzde nasıl bir yansıma buldu?

Pandemi sürecinde insanlar hijyen ve temizlik konusuna çok daha yüksek hassasiyet gösterdi. Porselenin dünya üzerinde kullanılan yiyecek ve içecek ürünleri arasında mikrop ve bakteri barındırmayan en hijyenik ve kolay temizlenebilir ürün olması bizim için bir artıydı. Pandemi sürecinde insanlar daha çok porselen yiyecek ve içecek kaplarını tercih etti.

Değişen hassasiyetlerin porselen sektörünün pazar hacmini daha da artıracağını öngörüyoruz. Yeni yatırımlar, Ar-Ge çalışmaları ve inovatif ürünlerin ön plana çıkacağını düşünüyoruz.  

Porland kendisini “kadın dostu şirket” olarak tanımlıyor. Porland kadınlara değer katmak ve iş hayatındaki pozisyonlarını güçlendirmek için ne gibi aksiyonlar alıyor?

Kendimizi “kadın dostu şirket” olarak tanımlamaktan gurur duyuyoruz. Kadınların detaycı, yenilikçi bakış açıları ile planlama becerileri Porland’a büyük bir değer katıyor. Beyaz yakada yüzde 60, üretim kısmında ise neredeyse yüzde 50’ye varan bir kadın çalışan oranına sahibiz. Hedefimiz her daim Porland bünyesine dahil edebildiğimiz kadar çok kadın çalışan dahil etmek. Porland olarak kadın istihdamını ve kadınların işgücüne katılımını artırmak için kadınlara daha fazla kariyer ve iş fırsatı sunmaya devam edeceğiz. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir