25. Yılında Yeni Nesil Bir ORGE “Yenilenebilir Enerji ile Evriliyoruz”

Nevhan Gündüz, mevcut enerji krizi ile beraber daha da önemli hale gelen enerji arz güvenliğinin sağlanması ve iklim krizi ile mücadele kapsamında yenilenebilir kaynakların dinamizminden faydalanacaklarını ve şirketin ikinci çeyrek asrı ile beraber yenilenebilir enerji ve yeşil ekonomi odaklı hareket edileceğini vurguladı.

 

Son dönemde özellikle metro, kamu altyapı ve üstyapı projeleri ile nitelikli yapı ve turizm projelerinin elektrik işlerini başarıyla üstlenen ORGE Enerji Elektrik Taahhüt A.Ş., yaşamın her alanında elektriği en doğru şekilde konumlandırarak, dünyanın önde gelen markalarından birine evrilme hedefinde ilerliyor. Elektrik alanındaki başarıları kadar sürdürülebilir yaşamı destekleme noktasında da dikkat çeken projelere imza atan ORGE, bu sorumluluğunu daha güçlendirerek, doğayla bütünleşik iş ve üretim anlayışını şirketin hizmet ayaklarından birine dönüştürdü.

Geçtiğimiz sene temellerini attığı yenilenebilir enerji alanında bu sene ilk projesini üstlenen firmanın özellikle güneş enerjisi ile beraber yeşil ekonomiyi odağına aldığını ifade eden ORGE CEO’su Nevhan Gündüz, mevcut enerji krizi ile beraber daha da önemli hale gelen enerji arz güvenliğinin sağlanması ve iklim krizi ile mücadele kapsamında yenilenebilir kaynakların dinamizminden faydalanacaklarını ve bunu da katma değer ve döviz olarak ülke ekonomisine yansıtacaklarını söyledi. Önümüzdeki sene 25. yılını kutlayacak olan şirketin ikinci çeyrek ile beraber yenilenebilir enerji ve yeşil ekonomi odaklı hareket edeceğini kaydeden ve bu noktada inovatif çalışmalarına hız kazandırdıklarının altını çizen Gündüz, ORGE’nin mevcut çalışmalarını, projelerini ve dönüşüm sürecini dergimize değerlendirdi.

Öncelikle içinde bulunduğumuz enerji krizi ile başlayalım. Küresel çapta yaşanan bu enerji krizi sizce dünya ve Türkiye için ne anlama geliyor, dünya nasıl bir enerji jeopolitiğine geçiş yapıyor?

Ülkemizde hem konut hem ulaştırma hem de sanayi tarafında büyük ölçüde ülke kaynaklarından elde edilemeyen enerji tipleri tüketiliyor bu durum da ithalat kaynaklı enerji bağımlılığını had safhada tutuyor ve döviz kurları başta olmak üzere ülkemizin ekonomik figürlerini olumsuz yönde etkiliyor.

Kaldı ki ekonomik imkanlardan bağımsız olarak kimi gelişmiş ülkelerin de enerji taleplerini karşılamakta zorlandığına şahit olduk. Bahsi geçen enerji sorununun krize dönüşerek derinleşmesi tüm bu yaşananların ağırlaşarak tekrar edeceğine işaret ediyor.

Hem ülkemizin hem de dünyanın fosil enerji kaynaklarına bağımlılığını azaltılması dışındaki bir çözüm arayışının, bu tip durumlarla sık sık karşılaşılabileceğimiz anlamına geleceğini düşünüyorum. Yenilenebilir enerji alanında yatırımların hızlandırılması, mevcut kapasitede yenilenebilir enerjinin payının hızla artırılması ve bu alana yönelik teşviklerin iyileştirilmesi hem ülkemiz hem de dünya için hayati önem arz ediyor.

Enerji temini konusu, arz ve talebe dayalı fiyat hareketleri dışında politik ve stratejik çekişmelerin veya pazarlıkların da konusu olabiliyor. Sınır komşularımızın bahsi geçen enerji kaynaklarında arz tarafında olduklarını dikkate alarak hareket edilmesinin faydalı olacağı görüşündeyim. Bunun yanında, sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) gibi ikame çözümlere ve doğalgazın depolanması yönünde devam eden inşa çalışmalarının sürekliliğine yönelik çabaları önemsiyorum.

Bu durum ORGE için ne anlama geliyor peki? Mevcut kriz sektördeki rekabetçiliği nasıl etkiledi, artı ve eksileri ile?

Bu durumdan olumsuz yönde etkileneceğimizi düşünmüyoruz. Aksine, yenilenebilir enerji alt sektöründe hem yatırım hem taahhüt anlamında önemli büyüme fırsatları gözlemliyoruz. Sonsuz arza sahip güneş ve rüzgar, enerji tarafındaki problemlerin etkisini azaltma yönünde her ölçekte tüketici için önemli bir kaynak konumunda. Biz de şirketimizi bu yönde yeniden yapılandırdık, dokuz ilde 19 araç muayene istasyonunun çatılarına kurulacak TÜVTÜRK Güneş Enerjisi Santral (GES) işimiz de organizasyon ve teklif süreçlerinde yoğun çalışmalar yürüttüğümüz yenilenebilir enerji departmanımızın ilk projesi oldu. Bu alanda büyümeye devam edeceğimize inanıyoruz.

TÜVTÜRK’ün teknik olarak bizi seçmesi çok önemliydi. Yenilenebilir enerji alanında da işin tekniğini iyi yapanlar ya da cidden müteahhidi olanlar tercih edilecek. Bundan sonra şirketi bir sonraki boyuta evireceğiz. GES alanında üretici konumuna geçip fabrika satın alabiliriz.

Kurdaki artışı da hesaba katarsak, yılın ilk yarısı için kendiniz adına nasıl bir yorumda bulunursunuz? Yıl sonu hedeflerinize ulaşabileceğinizi öngörüyor musunuz?

Devam eden işlerimizin büyük bölümünün yabancı para sözleşmelerine sahip olması sebebiyle kurdaki artış şirketimiz üzerinde minimum baskı yaratıyor. Bu anlamda yılın ilk yarısında oldukça başarılı bir performans gösterdiğimizi de ifade edebiliriz. Son 10 yıldır büyüme ivmemiz hiç azalmadı. 2022 yılının ilk çeyreğinde yıllık yüzde 313’lük gelir büyümesine sahibiz.

Yılın ikinci yarısında, konsantre olduğumuz turizm, sanayi, bilişim altyapı yatırımlarında hızlanma; kamu yatırımlarında -özellikle raylı sistemlerde- tamamlanma motivasyonunun artmasına ilişkin gözlemlerimiz; yeni girişimlerimizin yer aldığı yenilenebilir enerji, özellikle de güneş enerjisi yatırımlarında gözlemlediğimiz büyük ivme çerçevesinde durgunluk veya daralma yönünde bir beklentimiz bulunmuyor. Bu yüzden yıl sonu beklentilerimize rahatça ulaşacağımızı öngörüyoruz.

ORGE olarak bugün geldiğiniz noktada sektördeki yeriniz ve toplam gücünüz nedir? Kurulu güçte mevcutta nasıl bir konumdasınız?

1998 yılında kurulan ORGE, 24 yıldır elektrik taahhüt alanında faaliyet gösteriyor. 2012 yılında halka açılarak Borsa İstanbul’da işlem görmeye başladık. Bugüne kadar 6 milyon metrekareyi aşan kapalı alanlı elektrik taahhüt işini tamamlayan şirketimiz, son yıllarda ortalama 600 kişiyi istihdam ediyor.

Sektör; otel, AVM, konut ve ticari karma projeler ile kamu alt ve üst yapı yatırımlarını (raylı sistem, hastane, havalimanı vb.) da içeren çok parçalı bir yapıya sahip olduğundan elektrik taahhüt işlerine ve şirketler verilerine ilişkin (proje sayıları, proje değerleri vb.) sağlıklı istatistiklere ulaşılamıyor. Bununla birlikte, ORGE’nin Türkiye’nin en büyük üç elektrik müteahhidinden biri ve metro elektrik işleri konusunda lider konumda olduğunu ifade edebiliriz.

Mevcut durumda altısı metro, biri güneş enerjisi, biri hastane ve biri yurt dışı işi olmak üzere dokuz projede çalışmalarımız devam ediyor.

ORGE, uzun bir süredir üst yapı yatırımlarından ziyade altyapı yatırımlarına odaklanmış durumda. Öncelikle altyapı yatırımları daha ne kadar sektörü besleyecektir sizce? İçinde bulunduğumuz enerji ve döviz krizi buradaki süreci olumsuz etkiler mi?

Raylı sistemler son dönemde ülkemizin en sıcak taahhüt pazarlarından biri. 2014 yılında kurduğumuz Raylı Sistemler Departmanı vasıtasıyla tüm Türkiye genelinde iş geliştirme ve bu doğrultuda teklif verme çalışmaları yürütüyoruz. Kartal-Tavşantepe metro hattında, bir metro projesinin tüm elektrik, sinyal, zayıf akım işlerini anahtar teslimi gerçekleştiren ilk Türk firması olduk. Şu ana dek Kartal-Tavşantepe, Kabataş-Mecidiyeköy-Mahmutbey ve Ataköy-İkitelli hatlarındaki işleri bitirdik. Güncel durumda Yeni İstanbul Havalimanı-Halkalı, Dudullu-Bostancı, Başakşehir-Kayaşehir, Ataköy-İkitelli, İstanbul metroları M9&M3 Uzatma ve Sabiha Gökçen Havalimanı metro hatları ile Hisarüstü-Aşiyan Füniküler hattında çalışmalarımız devam ediyor.

Bununla birlikte, yer üstü ve/veya TCDD yatırımları hariç tutulduğunda, İstanbul’da yapımı devam eden raylı sistem hattı sayısının Türkiye genelindeki pazarın büyük bir bölümüne isabet ettiğini görüyoruz. Önümüzdeki dönemde Ankara, İzmir, Gaziantep, Konya, Mersin vb. şehirlerde raylı sistem yatırımlarının hız kazanacağı yönünde beklentimiz bulunuyor. Bu çerçevede, yüksek seyredecek döviz kurlarının söz konusu yatırımlar üzerinde yaratacağı baskıya da dikkat çekerek, pazarda büyük ölçüde devamlılık olacağını öngörüyorum.

Enerji krizinin büyüklüğü yeni enerji tesislerinin ve yatırımlarının aciliyetine vurgu yapıyor. Bu durum üst yapı faaliyetlerinde beklenen artışı sağlayabilir mi? Siz bu konuda bir planlama içinde misiniz?

Enerji krizi ve buna bağlı elektrik fiyat artışlarının imalat sektörüne etkisinin yenilenebilir enerji ihtiyacını artırdığı aşikar. Dolayısıyla odak noktamızda çatı ve arazi tipi GES projeleri başta olmak üzere rüzgar ve diğer sürdürülebilir uygulamalar yer alıyor olacak. Eski tip enerji üretim tesislerinin de yapımı söz konusu olursa müteahhitlik tarafında istekli olabiliriz.

Geçtiğimiz sene devreye aldığınız yenilenebilir enerji bazlı teknoloji ve Ar-Ge çalışmalarınız nasıl gidiyor, istediğiniz olgunluğa erişebildiniz mi?

Orta ve uzun vadede teknolojik sistemler üzerine çalışmaya gayret ediyoruz. Göletlerde, barajlarda, su havzalarında ortalama yüzde 40 oranında buharlaşma oluyor. Buharlaşma kayıplarının azaltılması yöntemlerinden biri olan, su yüzeylerini kaplayabileceğimiz solar sistemler ile ilgili çalışmalarda başlangıç aşamasındayız. Solar sistem kaplama ve panellerle hem suyun buharlaşması engelleniyor hem de güneş enerjisi elde ederek, bunu elektrik enerjisine çevirip kullanabiliyoruz. Bu sistemlerle ilgili en doğru iş ortakları ile en iyi uygulamaları geliştirmeye çalışıyoruz. Bu konuda çalışma yapan yabancı şirketlerle görüşmelerimiz sürüyor.

Yenilenebilir enerji alanında kendimizi klasik tipte GES’ler ile sınırlamıyoruz. İkinci sırada rüzgar odak noktamızda olacak.

Solar enerji, ORGE’nin işlerinde ne kadarlık bir pay sahibi olacak? Bu alandaki yatırımları özellikle yurt dışına taşıyacak mısınız?

Panel fiyatlarının ucuzlaması, teknolojik ilerlemeler ve uygulama kolaylığı ile kurulum maliyetlerinde ciddi oranda düşüşler yaşandı. Bunun etkisiyle dünyada ortalama yüzde 30 büyüyen GES kurulu güç kapasitesi ülkemizde son beş yılda ortalama yüzde 70 büyüdü. 2023 yılı için iç pazarda çatı GES tarafında potansiyelin 3.800 MW olduğunu, bunun parasal büyüklüğünün yaklaşık 1 milyar dolara ulaşacağını öngörüyoruz.

Biraz önce ifade ettiğimiz, dokuz ilde 19 araç muayene istasyonunun çatılarına kurulacak TÜVTÜRK Güneş Enerjisi Santral (GES) işimiz bu alandaki ilk projemiz. Önümüzdeki dönemde gelirlerimizin hatırı sayılır bölümünü gerek yurt içi gerek yurt dışı yenilenebilir enerji projelerinden elde etmeyi planlıyoruz.

ORGE, sürdürülebilirlik çalışmaları ile de dikkat çeken ve bu misyonunu her geçen gün güçlendiren bir firma. Solar enerji alanındaki yatırımlarınız bu felsefenizi nasıl besleyecek?

2015 yılında başladığımız ve son dönemde önemli bir büyüklüğe ulaşan “ORGE Geri Dönüşüm Programı” kapsamında, özellikle kabloların faaliyetlerimizde kullanılması mümkün olmayan hurda kısmının tamamına yakınını geri dönüşüm ile tekrar kazanıyoruz. Malzeme maliyetimizin yüzde 20-30’unu oluşturan kablolar ve plastik boru ve kablo makarası hurdalarının da geri dönüşümü ile bugüne kadar yaklaşık 600 ton atığın depolanması veya yakılması yerine geri dönüşüm ile ekonomiye tekrar kazandırılmasını sağlamış durumdayız. Görev alacağımız yenilenebilir enerji projeleri sayesinde bu kez işverenlerimizin sürdürülebilirlik kapsamlarına katkıda bulunuyor olacağız.

  ORGE’nin yurt dışı çalışmaları nasıl gidiyor? Şu an için iş hacminin ne kadarını yurt dışından elde ediyorsunuz, Radarınızda yeni hedef pazarlar var mı?

Yurt dışında iş geliştirme ve bu doğrultuda teklif verme çalışmalarımız devam ediyor. Bu yıl, Üsküp’te inşası devam eden bir karma projenin kablo tedarikini üstlenerek ilk yurt dışı işimizi almış olduk. Devamını getirmek için gayret gösteriyor olacağız. Hedef pazarlarımızı ise Körfez ülkeleri ile Doğu Avrupa oluşturuyor.

ORGE önümüzdeki sene 25. yılını kutlayacak, çeyrek asrı geride bırakıyorsunuz. 2023 vizyonunuz nedir?

Sürdürülebilir büyüme ile Türkiye’de raylı sistemlerin elektrik işleri alanında sektör liderliğini sürdürmenin yanı sıra, ülkemizin lider elektrik taahhüt şirketi olmak, takiben, gücümüzü global arenaya taşıyarak yurt dışında da bilinen bir marka olma ve Avrupa’da ilk beş elektrik taahhüt şirketi arasında yer alma hedefimiz çerçevesinde gayret gösteriyor olacağız. Yeni alt-yan sektörlerde ve coğrafyalarda iş çeşitlendirmesine dayalı bir model ile sistemli ve sürdürülebilir büyümeyi planlıyoruz.

 “İlk Altı Ayın Elektrik İthalat Faturası Türkiye için 48 Milyar Dolar”

Yenilenebilir enerjiler içinde bulunduğumuz enerji krizi ile beraber söylemini daha da güçlendirdi. Ülkemiz genelinin güneşlenme değerleri oldukça yüksek seviyede. Rüzgar tarafında da oldukça şanslı bir ülke olduğumuz aşikar. Bu durumu iyi değerlendirmemiz gerekiyor. 2030 yılına kadar elektrik üretiminde yenilenebilir enerjinin payının yüzde 70’lere çıkması öngörülüyor. Bunu gerçekleştirebilirsek çok önemli bir iş başarmış oluruz; zira 2022 yılının ilk altı ayında enerji ithalatının bize faturası 48 milyar dolar civarında. Kendi kaynaklarımızdan üreteceğimiz elektriği kullanarak bu alandaki ithalatımızı önemli ölçüde azaltabiliriz.

“İkinci Çeyreğimiz ‘Yenilenebilir’ Bir Sorumluluk Taşıyacak”

Biliyorsunuz bundan birkaç yıl evvel sektörler ve firmalar olarak “Hedef 2023” söylemini bir yol haritası olarak benimsedik ve 2023 bizim aynı zamanda 25. yılımız. Çeyrek asrı geride bırakıyoruz. Ve ikinci çeyreğimize önemli bir değişimle başlayacağız. Geçtiğimiz sene temellerini attığımız yenilenebilir enerji çalışmalarımızın ilk meyvesini bu sene TÜVTÜRK ile gerçekleştirdiğimiz iş birliği ile aldık. Bu bizim ilk projemiz ve başlangıç. Önümüzde sene ile beraber yenilenebilir enerjinin ekonomik hacmimizin önemli bir bölümünü oluşturması için çalışacağız.

Bugün dünya daha hiç görmediği büyüklükte bir enerji krizi ile karşı karşıya. Bu krizin kısa vadede olmasa da uzun vadede çözümü yeşil dönüşümden yani yenilenebilir enerjiden geçiyor.

Geleneksel enerji kaynaklarının sınırlılığı, sürdürülebilir bir yaşamdan geçen yolun doğayla barışık bir üretim anlayışından geçmesi ve ülkemiz adına ithal kaynaklara artan bağımlılık yenilenebilir enerjilerin önemini bir kez daha ortaya koydu. Yenilenebilir enerjiler anlamında büyük bir potansiyel taşıyan ülkemizin bu ve gelecek olan krizler karşısında güçlü durabilmek ve enerji ihtiyacını yerli kaynaklarla temin edebilmesi için yatırımlar yapmamız lazım.

ORGE olarak, elektrik taahhüt sektöründe elde ettiğimiz başarıyı, yenilenebilir enerji alanında da göstermek ve ülkemize katma değer sağlamak istiyoruz. Sürdürülebilir hizmetlerle firmamızı büyütürken, daha yeşil bir dünya hedefine katkıda bulunmayı ikinci çeyrek ile beraber ana sorumluluğumuz haline getirmeyi planlıyoruz. Bu noktada inovatif çalışmalarımıza ve yatırımlarımıza devam edeceğiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir