Sınırları olmayan sektörlerde kariyer yazılım

Yazılım sektörü hem büyüklüğü hem de tüm sektörlere sağladığı yüksek katma değer, ihracat potansiyeli ve istihdam olanakları ile bütün ülkeler için stratejik bir önem oluşturuyor. Genç nüfusu ve Avrupa’ya coğrafi yakınlığıyla Türkiye, yükselen bilişim pazarından en fazla faydalanabilecek ülkelerden biri olarak öne çıkıyor.

Dijitalleşme, geleneksel endüstri sınırlarının radikal bir şekilde yeniden düzenlenmesine neden oluyor. Peki, yarının ekosistemlerinde yer almak için ne gerekiyor?

Dördüncü Sanayi Devrimi ile başlayan ve dijital dönüşümün yaşandığı yeni dünya düzeni ile tüketici alışkanlıklarındaki değişim, ürün ve hizmetler başta olmak üzere tüm değer zincirlerini değiştirerek eğitimden istihdama sosyoekonomik anlamda birçok stratejik fırsat ve tehdidi beraberinde getirdi.

Günümüzde dünyanın en büyük 10 şirketinin yedisi teknoloji firmalarından oluşuyor. Bu devler incelendiğinde beşinin neredeyse tamamen yazılım odaklı olduğu görülüyor.

Yazılım sektörü hem büyüklüğü hem de tüm sektörlere sağladığı yüksek katma değer, ihracat potansiyeli ve istihdam olanakları ile bütün ülkeler için stratejik bir önem oluşturuyor.

Ülkelerin 2030 yılına kadar dijital eylem planlarını yaparken, gelecekteki beklentilerini öngörüp aynı zamanda da çevre coğrafyalara göre stratejik konumlandırmalarını da planlamaları gerekiyor.

Türkiye yazılımda büyüyor

 Dünya çapında 600 milyar dolar pazar hacmine ulaşan yazılım sektörünün Türkiye’deki pazar payı 30 milyar dolara yaklaştı.

Ülke olarak uzun yıllardır artarak devam eden teknokent yatırımları, Ar-Ge, inovasyon teşvikleri ve özel sektör start-up iş birlikleri ile büyüyen bir girişimcilik ekosistemine sahibiz. Ancak global yazılım ekosisteminde hak ettiğimiz payı henüz alabilmiş durumda değiliz. Deloitte’un 2019 yılında TÜSİAD ile birlikte gerçekleştirdiği raporda ülkemiz için yazılım ekosistemindeki büyüme ile birlikte 2025 yılına dek 100 bin ek istihdam ve 10 milyar dolarlık ihracat potansiyelinin oluşabileceği öngörüldü. “Teknoloji Şirketleri için En Büyük 10 Fırsat – 2022” raporunda teknoloji şirketleri için “gelecek yılın en önemli 10 fırsat alanlarından biri olan hibrit çalışma ortamında motive işgücünü çekin ve elde tutun maddesi” ilk sırada yer alıyor. Teknoloji sektörü için doğru yetenekleri bulabilmenin önemi pandemi döneminde daha da fazla arttı. Sınırları olmayan sektörlerden olan yazılım sektörü için coğrafya, yetenek avına daha az engel oluyor.

Özellikle potansiyel değerlendirmede uyguladığımız SWOT analizini ülkemiz özelinde yaptığımızda ortaya çıkan bazı önemli sonuçlar var.

Bu sonuçlara göre, güçlü alanlarımızı vurgulamak ve gelişmesi gereken alanlarımız için de nitelikli stratejiler kurgulamak gerekiyor.

Seçilmiş Ülkeler ile Türkiye Karşılaştırması, 2019-2020

Yazılım sektöründe çalışan rekabeti

 Pandemi ile yaygınlaşan uzaktan çalışma fırsatı ve döviz kurlarının yüksekliği nedeniyle daha fazla kazanç fırsatı, yazılımcıların yerli şirketler yerine yurt dışındaki şirketlerde çalışma eğilimini artırdı.

Örneğin, Almanya’da, sektör talebini karşılamak için 2026 yılına kadar 780 bin ek yazılım uzmanına ihtiyaç var. Küresel olarak da 3 milyondan fazla siber güvenlik pozisyonu doldurulabilmiş değil.

Halihazırda pek çok şirket yazılımcı istihdam ediyor. Burada özellikle eskiden bankaların rekabet halinde olduğu dönemden e-ticaret şirketlerinin rekabet dönemine geçtiğimizi ve oyun gibi farklı sektörlerin sisteme katıldığını unutmamak lazım. Ancak bunun dışında kalan şirketler gerek maaş gerek yan haklar ya da uzaktan çalışma fırsatları nedeniyle hâlâ uyum sağlayamıyor.

Genç nüfusu ve Avrupa’ya coğrafi yakınlığıyla Türkiye, artan bilişim pazarından en fazla faydalanabilecek ülkelerden biri.

Anadolunun teknolojik yetenekleri

 Peki, yukarıdaki tabloda gördüğümüz teknik yetkinlik ve en önemlisi yabancı dil bariyerlerini nasıl aşacağız?

Yabancı dil için sadece kişinin kendi öğrenmesine bağlı kalmadan pratik yapmasını sağlayacak ortamların oluşturulması gerekiyor. Günümüzde mobil aplikasyonlar ile çok kolay ve hızlı olarak çeşitli sanal ortamlar oluşturulmaya başlandı.

Teknik yetkinlik konusunda ise çok önemli bir çözüm noktası olan mentor-menti eşleşmelerini öneriyoruz. Çünkü şirketlerin ihtiyaç duyduğu teknik eğitimler ne yazık ki üniversitelerde verilmiyor. Bu eğitimi gençlere açabilecek platformlar ve başarılı olan gençlerin şirkette çalışan yazılımcılar ile eşleştirilerek hızlı öğrenme sürecine dahil edilmesi iki tarafı da besleyecek bir sistem.

McKinsey, araştırmalarında özellikle şunun altını çiziyor; “teknolojik yetenek, şirketinizdeki diğer teknoloji uzmanlarıyla tanışmak istiyor,” bu nedenle mühendislerin ve diğer ilgili rollerin mutlaka insan kaynaklarının koordinasyonunda ekibin bir parçası gibi hissettirilmeli ve bundan emin olunmalı. Buradaki İK iş birliği sadece işe alım süreçlerinde değil, oryantasyon ve eğitim-gelişim süreçlerini de kapsıyor.

Yazılım yeteneklerinin bulunmasında ve gençlere aidiyet kazandırılmasında değer oluşturmak çok önemli. Yetenekler; değer veren bir kültürün parçası olmayı, anlamlı buldukları bir amaçla bağlantı kurmayı ve en önemlisi ilginç ve ilham verici sorunlar üzerinde çalışmayı önemserler.

Anadolu’da yaşayan gençlere yönelmek de diğer bir anahtar çözüm. Bu amaçla başlayacağımız “Anadolu’nun Teknolojik Yetenekleri” projesini de buradan duyurmak isterim. Asıl cevherleri işlemek için sadece keşfetmek gerekiyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir