“Aircar’ı 50 Sene Sonrasını Baz Alarak Geliştiriyoruz”

Kurulduğu günden beri başarılı çıkışlarıyla isminden söz ettiren SmartOpt, AirCar ve Actonn firmalarının kısa sürede yakaladığı başarı ile dikkatleri çeken Soner Babüroğlu, Türkiye’ye havacılık anlamında bir rönesans vadeden AirCar’ın 2026 yılında hizmete gireceğini söyledi. Babüroğlu, AirCar’ı 50 sene sonrasının dünyasına uygun şekilde geliştirdiklerinin de altını çizdi.

 

Hayatı boyunca teknolojiye ve havacılığa merakı olan ve seneler içinde bu merakını girişimcilik ruhu ile birleştirip, SmartOpt, AirCar ve Actonn firmaları ile piyasada fark yaratan Soner Babüroğlu, bir yandan hayata geçirdiği girişimleri büyütüp Türkiye’nin katma değerli teknoloji üretici kimliğini güçlendirmeye çalışırken diğer yandan hem kendi deneyimleri hem de mevcut girişimleri üzerinden Türkiye girişimcilik ekosisteminin gelişmesine odaklanıyor.

SmartOpt, AirCar ve Actonn’un kuruldukları günden bu yana çok hızlı büyüme kaydettiğini ifade eden Babüroğlu, SmartOpt’un ikinci yatırım turunu sene sonuna kadar tamamlamayı planladıklarını belirtirken, Türkiye’ye yeni bir vizyon sunacak olan AirCar’ın ise 2026 yılında hizmete alınacak şekilde geliştirilmeye devam ettiklerini aktardı.

Cumhuriyet’in ikinci yüzyılı olan 2023’ü kendi fikirleri ve vizyonu açısından çok önemli gördüğünü ifade eden Babüroğlu, girişimciliğin çok para kazanmaya değil, faydaya endeksli olduğu zaman gelişip büyüyeceğine dikkat çekerek, gençlere değer yaratmaya odaklı olmaları yönünde tavsiyede bulundu.

 Öncelikle bilmeyenler için kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?

Ben, teknolojiye ve havacılığa her zaman ilgi duyan biri oldum ve bu ilgim yıllar içinde artarak büyüdü ve iş yaşantıma yansıdı. İş yaşantımı aslında ikiye ayırıyorum; 2019 öncesi ve sonrası. 2019 senesinden sonra daha çok kuracağım şirket ve oluşumlara odaklandım. Çalıştığım dönemler boyunca, işyerlerindeki sistem içindeki sistemsiz hareketlerin varlığı genç kuşak çalışan olarak, o dönemlerde beni oldukça yıpratmıştı fakat maddi olarak hareket halimin kısıtlı olması sessiz şekilde çalışmalarımı sürdürmemi ve olabildiğince en iyi şekilde donanım kazanmamı sağladı. 2008 senesinde iş hayatıma başladığım zaman uluslararası ticaretin hem şirketlere hem de işin içinde bulunan kişilere olan katma değerini doğrudan anlamaya başladım. Çalıştığım şirkette olabildiğince eğitim alıp bu durumu da iş hayatıma yansıtmak üzere kullanmaya başladım ve yavaş yavaş bu süreçte gerçekten keyif aldığım bir iş yaptığımı ancak kurumsal sistemin getirdiği hantallığın beni olumsuz etkilediğini fark ettim. Çok iyi firmalarda çalışma şansı buldum, sadece iş hayatında kalmayıp olabildiğince eğitim hayatımda da kendimi geliştirmek ve iş ile eğitimi harmanlayıp piyasada “pişmek” en büyük amacımdı.

2019 senesinden sonra SmartOpt, AirCar ve Actonn yatırım şirketimin yatırım yapacağı diğer şirketlere odaklanmaya başladım. Covid-19 sürecinin en başında kurumsal dünyadan ayrılıp iki senelik kapanma döneminde geleceğim için çalışmayı uygun gördüm ve SmartOpt markası altında tedarik zinciri optimizasyon algoritmalarını geliştirip şu an itibarıyla çok büyük firmalara hizmet verdiğimiz bir girişimin kurucu ortağı oldum. Tesadüflerin muazzam bir harmonisi sayesinde SmartOpt kuruldu. Koç Üniversitesi’nde eğitim alırken hocam Prof. Dr. Metin Türkay ile yolumuz kesişmişti ve birlikte her türlü zorluğa göğüs gererek şirketimizi kurduk ve bugün itibarıyla 15 muazzam insanın şirketimize güç verdiği bir yapı haline geldik. SmartOpt şu an dev firmalara yapay zeka ve makine öğrenimi tabanlı tedarik zinciri optimizasyonu algoritmalarıyla çok iyi hizmet veriyor, B2B alanında bir girişim olmasına rağmen iyi yol aldık fakat gerçek anlamda zorlu bir patikadan geçtik. Onun haricinde havacılığa olan merakım ve şimdilik bu dünyada insanlık için fark yaratacak bir projeyi hayata geçirme isteğim hiç dinmedi ve finansal olarak yapılanmasında görev aldım, tam anlamıyla beni manevi olarak inanılmaz şekilde doyuran bu iki şirketin yönetim ekibinde yer almak ve fark yaratan işler için her güne yeniden başlamak beni müthiş şekilde beslemektedir.

1986 senesinde doğmuş ve her zaman havacı bir subay olma hayaliyle büyümüş birey olarak disiplin, özveri ve tutkuyu kendi hayatımda birleştirerek iş yaşantıma yansıttım. Şu an girişimlerim haricinde ayrıca Can Holding’in tüketici elektroniği ve beyaz eşya markası olan Tectone’un ihracat kurucu genel müdürlük görevini üstlenerek tam zamanlı olarak çalışma hayatı içinde de yer alıyorum. Girişimlerimden edindiğim deneyimleri her gün Tectone için kullanıyor ve bu şirketin gelişiminden ihracata kadar olan tüm adımlarında “kurucu” unvanıyla yer almanın mutluluğunu ayrıca yaşıyorum. Girişimlerimden ya da profesyonel olarak iş yaşantımdan edindiğim deneyimi her gün birbirine aktararak daha verimli bir çalışma hayatı içinde olmaktan keyif alıyorum. İş hayatımda yapay zeka algoritması üreten, uçuş ve güvenlik yönetmeliği ile havacılık regülasyonlarını bolca içeren AirCar’ın olması bir yana, aktif şekilde uluslararası anlaşmalar yaparak iş hacmini büyütmeye odaklandığım Tectone’nun olması beni daha zinde tutarak verimli bir zaman geçirmemi sağlıyor.

Soner Babüroğlu için 2023 nasıl başladı? Bu sene içinde sizden ne gibi yenilikler, girişimler, yatırımlar duyacağız?

2023 senesi, Cumhuriyetimizin 100’üncü yıl olgusuyla gelmesi benim açımdan hür fikir inancım ve vizyonum için çok daha önemli yere sahip açıkçası. Henüz fikir aşamasında olan girişimlere ortak olmayı hedefleyip yatırım yapan Actonn isimli yatırım şirketim üzerinden bu sene hem görüntü işleme hem de yapay zeka alanlarında girişimlere yatırım yapmayı planlıyorum. Girişim ekosistemine mentorluk değil, onları mevcut işlerime adapte edip deneyim kazanmalarını sağlamakla birlikte, çevremle de bir araya getirip iş hacimlerinin artmasını hedefliyorum. Girişimcilik, dünyada çok fazla teşvik edildi ve küreseldeki yatırım olanaklarına bakıldığı zaman da girişim firmalarının hantal yapısının olmaması, mevcut koşul ve süreçlere anında adapte olabilme yetenekleri, beklenti ve karşılıksız kabiliyet paylaşma istekleri ve gönülden iş yapma arzularından ötürü hantallaşmış büyük firmalara kârlılık anlamında fark atmaya devam ediyorlar. Bunu AirCar, SmartOpt ve diğer yatırımlarımda rahatlıkla görebiliyorum.

Mevcut yatırımlarınız AirCar, SmartOpt ve Actonn’da durum nedir?

AirCar, mutlaka küresel piyasalarda borsaya açılacaktır ve en az iki borsa veya benzer işlemin sürecini bizzat yürütmek istiyorum. 10 milyar dolar değerlemeye sahip olana kadar mevcut pozisyonumda devam edip, her daim şirket içinde aktif şekilde yer almaya devam edeceğim.

SmartOpt, mevcuttaki büyük küresel markalara kazandırdıkları ve kazanımları sayesinde girişim olarak büyümeye ve hızla daha verimli projelerle müşterilerinin karşısına çıkmaya devam ediyor.

Actonn ise bir yatırım şirketidir ve şu an için portföyündeki en gözde iki yatırımdan bir tanesi görüntü işleme ve derin öğrenme teknolojileri ile geliştirdiği donanımları zirai ekipmanlara entegre eden ve operasyonel verimliliği artıran ürünler üreten Bridgesoft’tur. Kurucusu Berkay’la henüz fikir aşamasındayken tanışmıştık ve “karakter” olgunluğuyla çok başarılı bir insan olacağına inandığımız için Bridgesoft fikrine yatırım yaptık ve hızla büyümeye devam ediyor. Bir diğer çok değer verdiğim yatırımımız ise EXAR. Muazzam bir ekip ve tam tabiriyle gerçek bir girişimcilik öyküsü. Üniversite öğrencilerinin bir araya gelip hiçbir sınır tanımadan, çok sade ve bilinçli bir iletişim yönüyle potansiyellerinin fazlasını ortaya koyarak müşterilerine katkı sağlamak vizyonuyla 2022 yılında kurulmuş, artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) teknolojilerine odaklanan bir girişim. Farklı disiplinleri bir araya getirerek müşterilere yenilikçi ve teknolojik çözümler sunmayı hedeflemekle birlikte; eğitim, makine, tarım ve mobilya gibi sektörlerde faaliyet gösteriyor. AR ve VR teknolojilerinin yanı sıra yapay zeka, nesnelerin interneti ve bulut bilişim gibi diğer teknolojileri de kullanarak müşterilerine çeşitli hizmetler sunuyor. Bu sayede, müşterilerinin ihtiyaçlarını daha iyi anlayarak, onlara özelleştirilmiş çözümler sunabiliyor.

SmartOpt şu an piyasada nasıl bir konumlanmaya sahip? Tedarik zincirini optimizasyon teknolojileri ve yapay zeka ile daha kusursuz hale getiren bu girişim, pandemiden bu yana nasıl bir ivmelenme yakaladı?

Covid-19’un başında kurduk SmartOpt’u ve şu an için 15 kişi teknopark çatısı altında çalışmalarını sürdürüyor. Tedarik zinciri olarak değerlendirdiğimizde basit bir şekilde alışveriş sürecinin gerçekleşmesi için görünmeyen her türlü sürecin içinde SmartOpt algoritmaları maliyet optimizasyonu sağlayarak firmalara daha verimli ve otonom şekilde süreç yönetme kabiliyeti sağlarken, aynı zamanda da yapay zeka ve makine öğrenimi tabanlı çözümleriyle operasyonel tasarrufu sağlıyor.

Mutlu müşterilerimizden BSH (Bosch and Siemens) Türkiye ile çok verimli projeler gerçekleştirdik ve BSH’ın küresel organizasyonlarına açılma noktasındayız. Aynı zamanda Şişecam için geliştirdiğimiz ve enerji piyasalarında fark yaratacak saat bazlı elektrik fiyat tahmini projemizle büyük beğeni topladık. İlk müşterimiz olan Warmhaus’la da müthiş bir verimlilik projesi gerçekleştirerek büyük fayda ve maliyet optimizasyonu sağladık.

İlk yatırımımızı kurulduğumuz aylarda aldık ve artık daha büyük yatırımlarla küreselde bir oyuncu olmak üzere hazırız, bu sene ikinci yatırım turumuzu devreye alacağız.

Covid-19 sürecinde tedarik zinciri kavramı önem kazandı, rakip çözümlerin de sadece yabancı menşeli olması ve yüzde 100 Türkiye’de geliştirilmiş yapay zeka algoritmalarıyla hizmet veriyor olmamız ülke ekonomisi ve milli sermaye için de oldukça önemli. Türkiye’ye bu markayı kazandırdığımız için çok mutluyum.

 Tedarik zincirinin kusursuz ve dijital hale gelmesi noktasında son yıllarda pek çok ürüne tanıklık etmeye başladık ve herkes en iyisi olduğunu belirtiyor. Bu açıdan bakıldığında firmalar neden SmartOpt’u tercih etmeli?

Çok değerli rakip markalar var fakat SmartOpt tek bir çözüm üretip onu da her müşteriye aynı yöntem ve usulde sağlamayı hedeflemedi. Rakiplerden SmartOpt’a dönüş yapmış firmalar tarafından “hızlı, anında adapte olabilen ve şirket kültür ve operasyonlarına özel yazılım geliştiren bir firma” olarak tanınıyor olmamız bizlerin doğru yönde olduğunu gösteriyor. Her müşterinin farklı dinamik ve çalışma prensiplerine göre anında adapte olup özelleştirme yapmamız SmartOpt’u özel kılıyor.

SmartOpt, 2021 senesinde, ŞirketOrtağım Melek Yatırımcı Ağı’ndan önemli bir yatırım almıştı. Yeni yatırım ne zaman?

SmartOpt, şu an için ne kadarlık bir değerlemeye ulaştı? ŞirketOrtağım A.Ş.’nin bizi yatırım anlamında değerlendirmesine çok sevindik ve çok değerli 10 melek yatırımcıyı SamrtOpt’a hissedar olarak kazandırmış oldu. Bir sonraki yatırım turunu bu sene sonuna kadar tamamlamayı hedefliyoruz. Sadece küreselde büyümeyi ve bizlere partnerlik anlamında kazanımlar sağlayacak yatırımcıları bulmayı hedefliyoruz. SmartOpt şu an kâr eden bir şirket olmuş olsa da B2B alanında partnerlik çok değerli ve bizler de bu partnerliğin veya benzer oluşumun peşindeyiz.

Girişimin yurt dışı konumlanması noktasında ne gibi çalışmalar yürütüyorsunuz?

Belçika’da SmartOpt ofisini açtık ve faaliyete geçirdik ve ABD’de de bu yönde bir hedefimiz var fakat doğru kişiler ve doğru partnerlik veya oluşumlarla büyümeyi hedefliyoruz. Ülkemizdeki çok uluslu firmalara hizmet veren bir Türk girişimi olmak bizleri gururlandırıyor ve bu durumu yurt dışında da devam ettirmek tek hedefimiz. Bizleri güçlendiren ve değer katan çalışma arkadaşlarımız sayesinde bu günlere geldik, onlarla birlikte daha büyük projelerde ve yurt dışında SmartOpt vizyonuyla büyüyecek olma hedefi bile beni şimdiden heyecanlandırıyor.

Harvard Alumni Entrepreneurs’ü (HAE) Türkiye’ye getiren Actonn, şu an Türkiye girişim ekosistemi için nasıl bir öneme kavuştu? Şu ana kadar girişimciliğe nasıl bir destek sundu?

Harvard Business School’da bir program bitirdikten sonra mezunlar derneği etkinlikleri gerçekleşti. Girişimcilik yolculuğumdan dolayı HAE’ye yönlendirildim ve aktif olarak hâlâ yönetimde görev alıyorum. HAE ile Türkiye’deki girişim ekosistemine katkıda bulunmak amacıyla her sene belli başlı dikeydeki girişimleri HAE’nin programlarıyla buluşturup girişimcilere hem networking hem de yatırım fırsatı sunuluyor. Hatta Türkiye’de geniş kapsamlı HAE buluşması da gerçekleştirdik ve çok değerli katılımcılar yer aldı. ABD ve İtalya’dan direkt olarak Harvard mezunları buradaki girişimlerle tanışmak ve bilgi paylaşımı için gelmişlerdi, çok fazla girişim olumlu yönde kazanım sağladı. Actonn’un HAE fırsatlarını ülkemiz girişimcilerine hiçbir karşılık beklemeden sunması her girişimci için büyük fırsat oldu ve bu projeler artarak devam edecek.

Actonn, girişimciliğin her alanına hitap ediyor mu, girişimler noktasında seçiciliğiniz neler?

Bu alanda en dikkat ettiğimiz konu, girişim fikrinin henüz en temel seviyede olması ve girişimcinin manevra ve adaptasyon kabiliyetlerinin çok iyi gelişmiş olmasıdır. “Karakteri al, yeteneği geliştir” modeliyle aslında girişimcinin kendisine yatırım yapıyoruz. Gerçekten insan hayatına kazanımlar sağlayacak girişimcilere ve fikirlere yatırım yapıyoruz. Şunu belirtmem gerekiyor, Actonn sadece Soner Babüroğlu’ndan oluşan bir yapı değildir. Çok donanımlı ve yetkin bir ekip tarafından stratejik olarak yönetiliyor ve bu ana ekipte yer alanların muazzam katkılarıyla büyüme sağlıyor.

Girişimcilere sadece nakdi güç sağlayarak ya da bir yerin karar merciini tanıştırarak destek olmuyoruz; girişimin bir fiil içinde yer alıyoruz ve hatta fuarlara katılım göstermesini sağlıyoruz ki sadece Türkiye’de değil, aynı zamanda diğer ülkelerdeki çevremizi de paylaşıyoruz. Biz kurucu gibi aktif rol alıyoruz, operasyon ve operatif rol girişimci tarafından yönetiliyor ve Actonn olarak biz de stratejik konularda her daim yer alıyoruz ve aksiyon aldırıyoruz.

Trafik sorununa çözüm amacıyla hayata geçirilen Aircar’ın ilk prototipi deneme uçuşlarını tamamladı. İlk ürünü ne zaman göklerde göreceğiz? Ürün için altyapı çalışmaları nasıl gidiyor? Seriye geçişi nasıl olacak?

AirCar olarak havacılık otoritelerince yayımlanan yönerge ve esasları baz alarak fayda sağlayacak bir teknoloji geliştiriyoruz. Otoriteler tarafından ilk insanlı uçuş yapabileceğimiz yıl 2026 olarak açıklandı. 2026 senesinde hem Avrupa hem de ABD havacılık otoriteleri uçan taksilerin uçuş yapmalarına olanak sağlayacak lisansları veriyor olacak ve biz de o tarihe kadar yapay zeka ve makine öğrenimi tabanlı, tam otonom, hem kullanıcı hem de çevre güvenliğini önemseyen bir teknolojinin teknoloji ekosisteminin mimarı olan AirCar’ı geliştirmeye devam edeceğiz. Çok disiplinli ve sadece hedef odaklı ekibimiz var, kurucu ve CEO Eray Altunbozar’ın liderliğinde her geçen gün çok daha iyi gelişmelerle adımızdan söz ettiriyoruz.

AirCar teknoloji ekosisteminin bir parçası olan AirDrone ise havadan 200 kilogram ağırlığında herhangi bir cismin A noktasından B noktasına ulaşımını sağlayacak bir teknoloji ürünü. AirDrone’dan siparişlerimizi aldık ve üretime başlıyoruz, çok heyecanlıyız çünkü önce hayallerimiz vardı ve bunları eskize döktük, şimdi ise hayata geçirip insanlığın hizmetine sunacağız. AirCar sadece bir teknoloji sağlayıcısı olmakla kalmayıp bir ekosistemin kurucusu ve sağlayıcısı olacak.

Uçan arabanın geliştirilmesi noktasında ne gibi çalışmalar yapılıyor? Yeni versiyon çalışmaları da yapılıyor mu?

AirCar’ı basından takip edenler sadece uçan bir AirCar görmektedirler. Ancak bunun arkasında Rönesans gerçekleştiren bir sistem kuruluyor. Havacılık anlamında Rönesans’tan bahsetmiyorum, insanlık için teknolojinin yarattığı faydanın Rönesans’ından bahsediyorum. Bu ekibin vizyonuyla ve dünyanın 50 sene sonrasında yer alacağı noktayı baz alarak çalışmalarımızı yapıyoruz.

AirCar, her modelde kozmetik değişime uğrayabilir fakat yaşayan bir organizma olarak her saniye kendi yazılım setiyle öğrenen ve gelişen bir ekosistem olacaktır. Yazılım ekibimizden donanım sağlayan ekibe kadar herkes tam odaklı olarak çalışıyor.

Ürüne yurt dışındaki üretici firmalardan ya da yatırımcılardan talep ne yönde?

Yurt dışı yatırımcıların dikkatini fazlaca çektik ve çekmeye devam ediyoruz. Açıkçası bu durum bizim için büyük fayda sağlamakla birlikte bizi kamçılıyor da. İlk kıtalar arası insanlı uçuşumuzu yaptıktan sonra AirCar her ezberi bozacak ve bu durum da çok yakında gerçekleşecek.

 Son olarak, fikrin bolluğuna rağmen, somutlaştırma ve pazara sürme noktasında bocalamalar yaşayan girişim ekosistemimizdeki girişimcilere başarı için önerileriniz neler olur?

Net, şeffaf ve samimi olmak bir girişimci için büyük değer yaratacaktır ve bu durum büyük bir başlangıcın adımı olacaktır. Girişimcilik; iyi para kazanmak, milyonlarca değerlemeyle itibar kazanmak veya “köşeyi dönmek” değildir. Fikir ve aklın sadece öz disipline çalışıyor olması gerekmektedir. Maalesef, ülkemizde girişimci olmamış ve bu serüveni deneyimlememiş birçok kişi girişimcilik adıyla eğitim veriyor, kitaplar yazıyor ve bir kitle oluşturuyor. Çok enteresan bir yapıda ilerliyor fakat gerçek girişimcilik aslında dedelerimizde olan müteşebbis ruhtur. Tam şekilde odaklanarak projeyi gerçekleştirmek ve müşteriye de en doğru şekilde hizmet sağlamaktır girişimcilik. Sonuçta bir şirketin sağlayacağı bir hizmet ya da sunacağı üründen ibarettir fakat bazı durumlarda bu sürecin yanlış kişiler tarafından yürütülüyor olması genç girişimcileri ürkütmektedir ve umarım bu alanda da yanlışlar bir an önce giderilir ve gerçekten fikirlerini hayata geçirmek isteyen çok değerli girişimcilerimiz, doğru kişilerle ve doğru yatırımcılarla buluşurlar.

“Aircar Şehirler İçin ‘Her Şey’ Olacak”

AirCar başta İstanbul olmak üzere trafik problemleri yaşayan kentler için “her şey” anlamına geliyor. AirCar, sarı taksilerden farksız bir fiyat yapısına sahip olacak. Buna ek olarak, bir deneyim ve inovasyon kültürüyle harmanlanmış teknolojinin o an için geldiği son noktadaki hissi kullanıcılara sunacak ve bir ulaşım aracından çok daha fazlası olacak. Şimdilik hava taksilerden söz ediyoruz ama hava ambulans ve hatta havadan birçok katma değerli projenin gerçekleştirilebileceği bir sağlayıcı olacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir