“Amacımız 85 Milyonun Gündemine Yapay Zekayı Almak”

Türkiye’nin yapay zeka alanında henüz yolun başında olmakla beraber çok ciddi bir potansiyel barındırdığını kaydeden Zafer Küçükşabanoğlu, bu potansiyelin somutlaşması için toplumun gündemine yapay zekayı almanın ve toplumsal okuryazarlığı geliştirmenin önemine değindi ve AIPA’nın hedefinin de tam olarak bu olduğunu vurguladı.

 Yapay Zeka Politikaları Derneği (AIPA) Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Küçükşabanoğlu, derneğin çalışmalarını, Türkiye’nin yapay zeka noktasında bulunduğu yeri ve yapay zekanın itici bir güç olarak yaşatacağı değişimi anlattı.

AIPA olarak hedeflerinin Türkiye’nin yapay zeka alanındaki potansiyelini somutlaştırmak ve dünyaya Türkiye’nin gelecekten kopuk olmadığını anlatmak olduğunu vurgulayan Başkan Küçükşabanoğlu, yapay zekanın bir lüks değil, bir zorunluluk olduğunun altını çizdi ve tüm unsurlarla yapay zekanın geleceğine hazırlanmak gerektiğine dikkat çekti.

Yapay Zeka Politikaları Derneği (AIPA) iki seneyi geride bıraktı. Öncelikle, bu süre zarfında AIPA’nın ne gibi çalışmalara imza attığını ve yakaladığı konumlanmayı anlatır mısınız?

AIPA, resmi olarak iki senesini geride bırakmış olsa da üç senelik bir geçmişe sahip. 26 ay önce resmi olarak hayata geçen derneğimiz, 10 aylık bir hazırlık dönemi geçirdi. Bu hazırlık evresinde dünyadaki benzeri oluşumları ve yapay zeka alanında yapılan araştırmaları en detaylı şekilde inceleyerek, heterojen bir yapı oluşturduk; 170 üyemiz diplomatlardan akademisyenlere, iş insanlarından kamu görevlilerine ve girişimcilere kadar çok geniş bir çeşitliliğe sahip. Diğer yandan ben de dahil olmak üzere üyelerimizin pek çoğu, dünyada yapay zeka çalışmaları gerçekleştiren uluslararası kuruluşların da birer üyesi. Merkezi Ankara’da olan AIPA’nın İstanbul, İzmir ve diğer dünya başkentlerinden de üyeleri mevcut.

AIPA, çok kısa bir süre içinde, yapay zeka alanında herkesin kabul ve takdir ettiği, en etkin ve dinamik sivil toplum kuruluşlarından biri haline geldi. AIPA’nın varlığının Türkiye için bir şans olduğunu söylemek yanlış olmaz. Öncelikle, şunun altını çizmek isterim; AIPA, uluslararası bir platform. Ve bu küresel pozisyonumuz sayesinde Türkiye’nin yapay zeka alanındaki potansiyelini tüm dünyaya gösterme misyonu taşıyoruz. Bunun yanında ülkemiz toplumunda yapay zekaya dair farkındalık yaratmayı, toplumun bilgi birikimini artırmayı isteyen ve bunları yaparken de politikalar oluşturup; devlete, topluma, akademik dünyaya yol göstermeyi amaç edinen bir STK’yız.

Çalışan, çalışmak isteyen ve ilgi duyanların oluşturduğu bir kompozisyona sahibiz. Bundan dolayı da herkese kapımız açık.

AIPA, depreme kadar 17 olan çalışma alanını yaşadığımız talihsiz felaket ile 18’e çıkardı: Ekonomi, eğitim, hukuk ve insan hakları, güvenlik ve dış politika, medya ve iletişim, siyaset, çevre ve iklim, tarım ve kırsal kalkınma, enerji, girişimcilik, e-ticaret, spor, sağlık, kültür ve sanat ile afet yönetimi ve yapay zeka. Hayatımızın her alanına hitap eden bu alanlar, ciddi birer planla ve araştırmanın ürünü. Bizim dernek olarak tek bir amacımız var: Sadece yapay zeka konuşmak ve hangi konuyu ele alırsak alalım yapay zeka ile entegre etmek.

AIPA, 26 ay içinde kendi alanında dünyadaki dernekler arasında en fazla faaliyet göstereni. Yaptığımız her bir etkinliği bir markaya dönüştürüp sürdürebilir bir hal alması ve fayda yaratması amacını güdüyoruz. En önemli markalarımızdan birisi “Tomorrow Meeting”. Çok büyük bir bilgi havuzuna kaynaklık eden bu etkinlik, onlarca farklı başlığı yapay zeka etrafında değerlendirip, geleceğe yönelik bir perspektif oluşturuyor. Bir diğer markamız Tomorrow Talks’da Spotify üzerinden bir farkındalık ve eğitim alanı oluşturmuş bulunuyoruz. Bugüne dek 20 başlığın ele alındığı bu etkinlikte amacımız bu başlıkların sayısını 50’ye çıkarmak. Bugün Türkiye’nin en büyüğü, Avrupa’nın ise sayılı zirvelerinden biri olan Tomorrow Summit’te ise dünyanın en büyük kuruluşlarının en üst düzey yetkililerini Türkiye’ye taşıdık ve Türkiye’nin potansiyelini dünyaya yansıtma misyonumuzla paralel bir markayı ülkemize kazandırmış olduk.

AIPA’nın kamuoyunu aydınlatmak gibi bir görevi var. Bu noktada yaptığımız araştırmalar ile farklı konularda Türkiye’nin yapay zeka algısını ölçerek, bu alandaki kaslarımızı güçlendirecek aksiyonlar almaya ve yol haritaları çizmeye çalışıyoruz. Bu markamız altında şu ana dek altı araştırma yaptık, yıl sonuna kadar ise 10 araştırma hedefimiz bulunuyor.

Toplumun yalnızca yüzde 5’inin yapay zekayı doğru algılayabildiğini gördüğümüz araştırmalarımız sayesinde, halkımızın büyük bölümünün korktuğu yapay zeka alanındaki bilinci artırmakla beraber bu korku duvarını yıkıp, yapay zekanın yaşam ile iş alanlarına en doğru şekilde entegre edilmesini ve bir verimliliğe, ülkemiz için bir katma değere dönüşmesini sağlayacağız.

Araştırmalarımız sayesinde hayata geçirdiğimiz bir diğer marka ise “Anadolu Buluşmaları” oldu. Algıyı yükseltmek için 81 ilde yapay zekayı anlatmaya karar verdik. İlkini de “tarihin sıfır noktası” olarak kabul edilen Göbeklitepe’de “Tarihin Dönüm Noktası” başlığı ile gerçekleştirdik. 2025 yılına kadar tüm illerimizde bu dönüm noktasını daha somut bir zemine oturtma amacındayız.

Bir diğer markamız katıldığımız fuarlar. Buna bir marka diyoruz çünkü biz katıldığımız uluslararası fuarlarda sadece katılımcı değil, aynı zamanda bir yapay zeka tanıtım elçiliği görevi de görüyoruz. Gittiğimiz ülkelerde temaslarda bulunarak, Türkiye’yi ve bu anlamdaki potansiyelini paylaşıyoruz.

Son markamız ise Nisan ayında çıkan ve gelirini depremzede öğrencilere burs olarak aktardığımız “Geleceği Şekillendiren Teknoloji: Yapay Zeka” isimli kitabımız ile startını verdiğimiz “AIPA Yapay Zeka Kütüphanesi”. Yapay zekayı tüm yönleri ve etkileşimleri ile ele alacak bir seri oluşturacağız. İkinci kitabımız Ağustos ayında çıkacak.

STK’ların görevi, yönetimin yetişemediği noktalarda boşlukları doldurmak ve regülasyonlara giden yolu oluşturmaktır. Siz, bu noktada neler yapıyorsunuz?

Teknoloji konusu siyaset üstü bir konu. Hem biz hem de kamu yönetimi bunun farkında. Yaptığımız tüm etkinliklerde devletin teknoloji kurumlarının en üst düzey yetkilileri bizlerle birlikte oldu. Diğer yandan geçtiğimiz yıllarda çıkan “Ulusal Yapay Zeka Strateji Belgesi” için dirsek teması ile çalıştık, belgenin çıkma evresinde ilgili komisyonlarda görev aldık.

Son 3-4 yıldır Türkiye yönetiminin yapay zeka konusunda önemli çalışmaları var. Devletin koyduğu hedeflerin yakalanması noktasında biz STK’lara önemli bir görev düşüyor. AIPA olarak bu bilinçle hareket ediyoruz.

Türkiye’de yapay zeka sektörünü değerlendirebilir misiniz? Küresel ile kıyasladığımızda neredeyiz?

Araştırmalar, Türkiye’de 2022 itibarıyla 258 yapay zeka girişimi olduğunu gösteriyor. 2021’e kıyasla yüzde 21,4’lük bir artış söz konusu. Yıllar nezdinde bakıldığında muazzam bir artış görülüyor ama günün sonunda bu rakamların Türkiye’nin devler ligine girmesi noktasında çok yetersiz olduğu bir gerçek.

Öncelikle şunu bilmemiz gerek; yapay zeka artık bir lüks değil, stratejik bir gereksinim, bir mecburiyet. Türkiye’de 0-21 yaş arası yaklaşık 27 milyonluk bir kitle var. Gençlerimizin teknoloji ve yapay zekaya müthiş bir ilgisi ama bilgi eksikliği bulunuyor. İlgiyi bilgiye çevirebilirsek, Türkiye’nin önü açık. Ancak sadece gençleri değil, 85 milyonu yapay zekaya ilgili hale getirmek önemli. Geleceğe toplum olarak hazırlanmamız gerektiği göz önüne alındığında, yapay zekayı 85 milyona anlatmanın önemini de görmüş oluruz. Bizim de AIPA olarak, temel hedefimiz bu: 85 milyonun gündemine yapay zekayı almak.

Bu noktada asıl ihtiyacımız olan şey sağlam bir eğitim politikası. Bugün dünyanın farklı yerlerinde yapay zeka bakanlıkları, yapay zeka üniversiteleri, robot belediye başkanları oluşmaya başladı. Herkes geleceğin buradan geçtiğinin ve büyük gücün farkında. Sağlıktan tarıma, üretimden hukuka hayatımızın her alanını şekillendirecek böylesi bir teknolojiyi geriden takip etme lüksümüz bulunmadığını yinelemek isterim. Yapay zekayı korku duvarlarının arkasından alıp heyecan yaratıcı tarafa almak istiyorsak öğrenmeli, doğru bilgiyi öğretmeliyiz.

Bakın, 2023 yılına gelindiğinde dünya ekonomisinin 100-130 trilyon dolar civarında olacağı belirtiliyor. Yapay zeka pazarının ise aynı tarihe kadar 15,7 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaşması bekleniyor. Küresel büyümenin ortalama sekizde birini tek başına karşılayacak olan bir pazarı es geçmek demek “güçlü Türkiye, güçlü ekonomi ve Toplum 5.0” gibi tüm hedeflerin askıda kalması anlamına da geliyor.

Biliyorsunuz ChatGPT birkaç aydır tüm dünyanın gündeminde. Şimdiye kadar dizayn edilmiş en iyi yapay zeka olarak lanse ediliyor. Siz ChatGPT üzerinden yapay zekanın geleceğini nasıl okuyorsunuz? Toplum buna ne kadar hazır?

ChatGPT sadece bir kavram. Daha şimdiden ChatGPT 4’ü konuşuyoruz, üstelik pek çoğumuz ChatGPT’yi yeni tanımışken. Ve her geçen gün yenilerini duyacağız. Bizim, kavramlardan ve sayılardan bağımsız olarak “biz bu dünyaya hazır mıyız” konusunu konuşmamız lazım. Çünkü her değişim bir başka değişimin habercisi.

1988 yılında, Amerika’da matematik öğretmeleri hesap makinesi yasaklasın diye bir eylem yaptı. Aradan 35 sene geçti şimdi benzer söylemler ChatGPT için dillendiriliyor. ChatGPT ve gelecek olanlar, iyiliğin gücü de olabilir, kötülüğün de. Bu, kullanacak kişinin düşüncelerine, eylemlerine ve isteklerine kalıyor. Yapay zekayı durdurmaya, yasaklamaya çalışmak bir yöntem değil.

İnsanlık olarak, yapay zeka için hazırlıklı olmamız gereken temel konular “etik ve hukuk”. Maalesef, yapay zeka şu an hukukun önünde gidiyor. 71 sene evvel hayatımıza giren bir kavram için dünya yeni çalışmaya başladı, bu sebeple de birçok konuda öğrenme sürecindeyiz. Ve herkesin kafası karışık. Dolayısıyla da daha toplumlar yapay zekayı yeni yeni gündemine alırken etik, hukuk problemlerini sıkça yaşayacağız. Önemli olan hızlı reaksiyon alabilmek.

Ancak ne olursa olsun, dönüşüm başladı ve bunun önüne kimse geçemez, ne geçtiğimiz aylarda “yapay zeka altı aylığına durdurulsun” diyen Elon Musk ve diğer bilim insanları ne yöneticiler. Yapılacak tek şey; dönüşümün bir parçası olmak. Bu dönüşümü insanlığın faydasına yarayacak şekilde yönlendirmek. Yapay zeka ile çalışmayı öğrenmeli; psikoloji, bilgi ve birikimimizi buna hazırlamalıyız.

“AI Tomorrow Summit Bir Türkiye Markasıdır”

AI Tomorrow Summit bir Türkiye markasıdır. İlk ikisini online yaptığımız bu zirvenin üçüncüsünü fiziksel olarak gerçekleştirmeyi amaçlıyoruz. Ancak bizim bu büyük zirve için asıl amacımız onu bir Türkiye markası olmaktan çıkarıp bir dünya markası haline getirmek. Bu noktada zirveyi belirli aralıklarda farklı dünya başkentlerinde gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Seneye Nisan ayında üçüncüsünü gerçekleştirmeden önce bir yurt dışı ayağını yapma noktasında çalışmalarımıza başladık. İlk durağımız muhtemelen Brüksel olacak.

“Yapay Zeka ve Metaverse Küresel Ekonomik Hacmin Dörtte Birini Oluşturacak”

2025’ten sonra hayatımıza çok fazla etki edecek üç başlık var: Yapay zeka, Metavserve ve uzay. Türkiye, uzay konusunda son yıllarda önemli adımlar attı. Ancak ilk ikisi için henüz yolun çok başındayız. Özellikle Metaverse, yapay zeka ile birlikte en önemli konulardan biri olacak. 2030 yılına dek dünya ekonomik hacminin dörtte birini bu iki başlık karşılayacak. Mark Zuckerberg, “Metaverse, dijital ticaretin merkezi olacak” diyor. Burası yeni bir dünya, yeni bir yolculuk. Burası geleceğin mesleklerine, yönetim anlayışlarına, yeni toplumsal şekillere yön verecek. Ancak bu dünyada var olabilmek için önceden de dediğim gibi eğitimi seferber etmeliyiz, topluma teknolojik okuryazarlık öğretmeliyiz. Kaldı ki ekonomik kalkınmanın itici gücü olan bu iki teknoloji, aynı zamanda iklim krizi, açlık, gıda arzı, yok olan türler gibi küresel sorunların çözümü noktasında da çok büyük bir önem taşıyor. Metaverse algısı üzerine yaptığımız araştırma; toplumun yüzde 58’inin bu kavramı duymuş olmakla beraber sadece yüzde 17’sinin bildiğini gösterdi. Bu oran geleceğin dünyasındaki Türkiye için yetersiz bir oran. AIPA olarak, bu oranın artırılması ve bilgi derinliği için her türlü desteğe hazırız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir