“İç Pazarda Plastik Ham Maddeye Ciddi Talep Var”

Türkiye’deki plastik ham madde üretiminin talebin yanında çok küçük bir değer olarak kaldığının altını çizen PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, artan ham madde fiyatlarından dolayı sektörün büyük sıkıntı çektiğini belirterek, ihracat stratejisinin gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi ve ithal ham madde üzerindeki vergilerin geçici olarak askıya alınması talebinde bulundu.

Türkiye’deki plastik endüstrisinin yüzde 88’ini temsil eden PAGEV’in 2023 yılında da sektörün sorunlarına kalıcı çözümler bulma ve değer yaratma hedefi ile hareket ettiğini belirten PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, depremin yıkıcı etkilerine rağmen, 2023 hedeflerinde büyük bir sapma olmayacağını belirtti.

Ham madde fiyatlarındaki artış ve tedarik zorluklarına da değinen Eroğlu, sektörde bir kartelleşme olduğuna vurgu yaptı. Fiyatların sektörü ciddi anlamda zorladığını kaydeden Başkan Eroğlu, iç üretimin azlığına dikkat çekerek önerilerde bulundu.

Başkanlığa yeniden seçilmeniz PAGEV ve sektör için ne ifade ediyor?

Sanayicilerimizin yaşadığı sorunlara dair sadece problem tespiti yapan klasik sivil toplum örgütünün ötesine geçip, kalıcı çözüm bulmak yani “değer” üretmek anlayışıyla hareket etmeye devam edeceğiz. PAGEV, bugüne kadar pek çok ilke imza attı. Nitekim sanayicimizin, yetişmiş teknisyen sorununun çözümüne katkı sunmak amacıyla PAGEV olarak iki meslek lisemizi kendi kaynaklarımızla inşa ettik. Çevresel kirliliği azaltırken, geri dönüşümü artırmak ve bilinçli toplum oluşturmak için ise PAGÇEV’i kurduk. Yıllık, 13 milyon nüfusun ambalaj atıklarının geri dönüştürülmesini organize ettik. 50 bin öğrencimize geri dönüşüm eğitimi verdik. Plastikle ilgili olumsuz algıları yıkmak için tüm ulusal televizyonlarda 25 milyon kişiye ulaşan “Plastiğin Doğada Yeri Yok, Hayatımızda Yeri Çok, İşi Çok Dönüştürelim” kampanyasını hayata geçirdik. Sanayicinin büyümek için ihtiyaç duyduğu alanları sağlamak için 1990 yılında temellerini attığımız ve bugün yüzde 99 doluluk oranıyla çalışan, 203 firmamızla faaliyet gösteren PAKOP Plastik İhtisas OSB ile sanayicimizin yer sorununa çözüm üretmeye devam ettik. Sektörümüzün teknolojiyle buluştuğu PlastEurasia Fuarı’nı, Tüyap iş birliğiyle 31 yıldır düzenliyoruz. Dünya markası haline getirdiğimiz PlastEurasia Fuarı, dünyada kendi alanında her yıl düzenlenen en büyük ikinci plastik fuarı haline geldi. Türk plastik sektörünü, dünyada temsil etme misyonumuz kapsamında EUPC’nin yönetim kurulundaki tek AB dışı ülke kuruluşu olarak görev aldık. Global atık önleme, geri dönüşüm kuruluşları olan OCS, WFO, MORE gibi yeşil dönüşüm için önemli kuruluşları Türkiye’ye taşıdık. Bunların Türkiye başkanlığını üstlendik. Öte yandan başkanlığını yaptığımız TOBB Plastik, Kauçuk, Kompozit Sanayi Meclisimiz vasıtasıyla sektörümüzdeki dernek, federasyon, sanayi, ticaret odaları ve büyük ölçekli firmalarımızı bir çatı altında toplayarak koordinasyonunu sağladık. İnşası devam eden PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi, yeni dönemde hayata geçirmeyi hedeflediğimiz en önemli projelerimizden biri olacak.

PAGEV, 2023 yılına nasıl bir hedef ve strateji ile girdi, son yaşadığımız talihsizlikler değişikliklere sebebiyet verdi mi?

Ülkemizi derinden sarsan depremin ekonomimize dönük olumsuz yansımalarına rağmen genel olarak hedeflerimizde ciddi sapma beklemiyoruz.

Avrupa’da Almanya’nın hemen ardından ikinci en büyük kapasiteye sahip Türkiye plastik endüstrisi olarak öncelikli diğer başlığımız ise yeşil ekonomi kapsamında geri dönüşüm ekonomisi ile ülkemizi kalkındırmak için yaptığımız çalışmaların hızını artırmak olacak. Toplum genelinde plastiklerin yaşamımıza katkısı noktasında farkındalık oluşturmayı sürdüreceğiz.

Ham madde fiyatlarının yüzde 100’leri aşan oranda artması plastik üreticileri için ne tür zorluklar yarattı? Bu noktada nasıl bir çözüm stratejisi izliyorsunuz?

Plastik ham madde fiyatlarındaki astronomik artış; üretim, istihdam ve ihracat üzerinde baskı oluşturur. Özellikle pandemi döneminde tarihi zirveleri zorlayan ham madde fiyatları, sanayiciler olarak rekabet üstünlüğümüzü tehdit etti. Ham madde fiyat artışının perde arkasında üretimi kısan kartel var. Küresel kartel dışında elbette PETKİM ile alakalı eleştirilerimiz de var. Türkiye’de petrokimya üretimi yapan PETKİM, 2012 yılında tamamen özelleştirildikten sonra üretimine, ülkenin en büyük yabancı yatırımcısı olarak devam etti. Stratejik kurum niteliğinden dolayı devletin pek çok imtiyazından yararlanan PETKİM, sektörümüzün ihtiyacı olan ham maddenin sadece yüzde 15’ini karşılayabiliyor. Özelleştirildiği günden bu yana Türkiye’deki plastik ham madde ihtiyacının karşılanabilmesi için yeni yatırım yapmayan PETKİM, özellikle de pandemi döneminde yüzde 100 artan ham madde fiyatları konusunda sanayiciler olarak yönelttiğimiz çözümlere karşı çıkarak, “sektörde kartel olmadığı” yönünde savunmaya geçti.

Türkiye’deki ham madde üretimi, toplam talebin yanında devede kulak kalıyor. İç pazarımızda plastik ham maddeye ciddi talep var. Bu nedenle yerli üreticinin, yurt içinde fiyatların daha da tırmanmasını sağlayacak ihracat stratejisini gözden geçirmesi gerekiyor. Önceliğin iç piyasaya verilmesini bekliyoruz. Ayrıca ekonomi yönetiminden de plastik ham maddeyi, ham olarak ihraç etmek yerine, yurt içinde işlenerek nihai ürüne dönüştürüp, daha katma değerli şekilde ihraç etmenin yolunu açacak önlemleri almasını bekliyoruz. Önerimiz böylesi zorlu bir süreçte yerli ham madde üreticisinin, mamul üreticileriyle diyalog ve iş birliği halinde hareket etmesidir. Kamunun bu konuda arabulucu yahut oyun kurucu olarak çerçeveyi çizmesi gerekiyor.

Ham madde fiyatlarındaki çılgın yükselişin önlenmesine ilişkin bir diğer önerimiz de pandeminin de tetiklediği kritik süreç sona erene kadar ithal ham madde üzerindeki vergilerin geçici olarak askıya alınmasıdır.

Geçtiğimiz dönem PAGEV olarak Çin ile ham madde fiyatlarıyla ilgili yaptığınız iş birliği sektörü ne kadar rahatlattı?

Çin ve Türkiye bazı ham madde tiplerinde dünyanın en büyük alıcıları konumunda ve o dönemde yaptığımız boykot çağrıları ses getirdi. Bugünkü noktadan baktığımızda fiyatların o döneme göre aşağılara geri çekildiğini görüyoruz.

PAGEV Mükemmeliyet Merkezi’nin çalışmaları nasıl gidiyor? Proje bittiğinde sektörün ve ekonominin gelişimi, Ar-Ge adına nasıl bir katma değer oluşacak?

İnşası devam eden PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi’ni, yeni dönemde hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Türk plastik sektörünü, dünyadaki önemli üretim üslerinden biri haline dönüştürmeyi amaçlayan PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezimiz, üç etap ve 11 binadan oluşacak. Teknoloji üssü olacak merkezimizde Ar-Ge faaliyetlerinin yanı sıra test, laboratuvar, belgelendirme, sertifikasyon, prototip üretim ve danışmanlık hizmetleri de sunulacak. Merkezimiz ile sektörümüz adına ilk olacak önemli bir ekosistem kurmayı hedefliyoruz.

PAGEV, sürdürülebilirlik ve geri dönüşüm adına ne tür çalışmalar yapıyor?

Türkiye’de yılda tüketici kaynaklı olarak nitelendirilen yaklaşık 32 milyon ton çöp çıkıyor. 32 milyon ton çöpün yüzde 8’i yani yaklaşık 2,5 milyon tonu plastik atıklardan, gerisi metal, cam, kağıt ve diğerlerinden oluşuyor. İç piyasadaki tüm plastik atıklardan bir gramı bile çöpe gitmeyip tamamı toplanıp geri dönüştürülse bile iç piyasadaki atık, ham madde talebini karşılayamıyor. Dünyada altıncı sırada olan Türk plastik sektörünün yıllık üretim kapasitesi 10 milyon tonu geçmiş durumda. Dolayısıyla geri dönüşüm sektöründe sürdürülebilir büyüme için Türkiye’nin, atık ithalatı yapması gerekiyor.

Türkiye’deki plastik endüstrisinin yüzde 88’ini temsil eden PAGEV, PAGEV Meslek Liseleri ile geri dönüşüm sektöründe çalışabilecek teknik altyapıya sahip işgücünün yetişmesine katkı sağlıyor. EUPC’de Türkiye’yi temsil ettiğimiz için Yeşil Mutabakat yol haritasını ve Avrupa’daki regülasyonları Brüksel’deki Yönetim Kurulu Üyesi olarak yakından izlemekteyiz. Aynı zamanda TOBB Sanayi Meclis Başkanı olarak, karbon ayak izinin azaltılmasına dair üniversiteler ve STK’larla çeşitli farkındalık çalışmalarına imza atıyoruz. PAGÇEV, bugüne kadar 1 milyon 346 bin ton ambalaj atığının kaynakta ayrı toplanarak, geri dönüşüme kazandırılmasını sağladı. Böylece ekonomiye 3 milyar 744 milyon TL katkı sağladık.

Zorunlu Depozito İade Sistemi (DİS) ile alakalı son durum nedir? PAGEV bu uygulama içinde nasıl bir rol üstlendi?

PAGEV olarak Depozito İade Sistemi’ni destekliyoruz. DİS ile hem çevre hem tüketici kazanacak. Çevresel sorunları azaltacak sistem sayesinde atıklar, ham maddeye dönüşecek. Depozito İade Sistemi’nin paydaşları 2022 Ocak ayı itibarıyla kayıtlarını Türkiye Çevre Ajansı’na yaptırmaya başladı. Sistemin gerekli altyapı çalışmaları tamamlandıkça kademeli olarak devreye girecek. 2023 yılında devreye alınıyor. Sistemin doğru işlemesi halinde Türkiye’de her yıl 1 milyon ton ilave atığın oluşmasının önüne geçilecek. Depozito uygulaması, temiz ve geri dönüşüme uygun ham madde elde edilmesine olanak sağlayarak sektörün gelişimini hızlandıracak.

Parklara, bahçelere, denizlere atıldığında çevresel kirliliğe yol açan atıklar, DİS ile birlikte parasal değer kazanarak, tüketiciler açısından kıymete binecek. Türkiye’de yıllık 20 milyar adet içecek ambalajı kullanılıyor ve bunun 9 milyarı PET ambalajlardan oluşuyor. DİS ile söz konusu atıkların geri dönüşüme kazandırılması halinde ekonomiye yılda 1,4 milyar lira sağlanabilir. Plastik içecek atıklarının ilk etapta yüzde 70’inin toplanması hedefleniyor. Depozite sistemi, plastik sektöründe geri dönüştürülmüş ham madde tedarik güvenliğini de artıracak. Ayrıca sistem devreye girdiğinde Türkiye’nin karbon emisyonunda 263 bin ton/yıl azalma meydana getirecek.

“Çocuksu Mutluluk Kampanyası ile Depremzede Çocukların Yanında Olduk”

Depremin ardından yaraları sarmak için harekete geçen PAGEV, AFAD ve Kızılay iş birliğiyle depremzedelere yardım elini uzattı. PAGEV, “Acil Eylem Planı”nı devreye aldı. Nakdi Yardımlar direkt AFAD banka hesabı üzerinden koordine edilirken, üyeler ve sektör mensuplarından gelen ayni yardımlar Kızılay üzerinden depremzedelere ulaştırıldı. PAGEV, yaraların sarılması için etkin çalışmalar yürüterek ihtiyaç duyulan yaşam malzemelerini deprem bölgesine gönderdi. Öte yandan bakanlıkça talep edilen acil ihtiyaçlar, direkt fabrikalardan bölgeye yollandı. Ayrıca Küçükçekmece’deki PAGEV Plastik Teknolojisi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde, öğretmen ve öğrencilerin ürettiği tek kullanımlık ambalaj ürünleri de yine depremzedelere gönderildi. PAGEV ayrıca deprem bölgesinde yaşayan çocukları mutlu etmek için “Çocuksu Mutluluk” kampanyası kapsamında oyuncaklarla dolu TIR’larını bölgeye sevk etti. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile koordineli yürütülen kampanyayı hazırlarken pedagog, psikolog ve sosyolog görüşlerini de dikkate aldık. Puzzle ve yap-boz gibi deprem travmasını hatırlatacak oyuncaklar hariç değişik yaş gruplarına yönelik oyuncakları bölgeye ulaştırdık.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir