Liderlik danışmanlık hizmetleri firması Egon Zehnder’in Küresel Yönetim Kurulu Başkanı Michael Ensser, dünyada liderlik alanındaki son gelişmeleri ve yeni yaklaşımları paylaşmak üzere Türkiye’ye geldi. Ensser, Türk liderlerin kendi yetkinliklerinden daha emin olmalarını ve dünyadaki güncel trend ve gelişmeleri daha yakın takip etmelerini tavsiye etti.
Kurumsal liderlerin tüm zamanların en büyük sınavını verdiklerini söyleyen, dünyanın önde gelen liderlik danışmanlığı firmalarından biri olan, 36 ülkede, 64 ofis ve 567 danışmanı ile hizmet veren Egon Zehnder’in Küresel Yönetim Kurulu Başkanı Michael Ensser: “Son 10 yılın başında büyük krizler yaşandı ve yaşanmaya da devam ediyor. COVID-19, savaşlar, ekonomik zorluklar, depremler ve sel felaketi bunlardan birkaçı… Bunların yanı sıra iklim değişikliği ve demografik değişim gibi uzun vadeli mega trendler de aynı dönemde yaşanıyor. Zorluklar sürekli değişiyor, bugünün kurumsal liderleri kuruluşlarının bu zorluklara yanıt vermesini sağlamak zorunda kalıyorlar. Aksi takdirde maalesef zorlanacaklar ve hatta kaybolacaklar. Diğer taraftan, sadece çalışanlar ve yatırımcılar değil, toplum da kurumsal liderlerden küresel problemleri çözmelerini bekliyor ve yetkinliklerine güvenerek çözebileceklerine inanıyor. Geçmişin stratejileri ve davranışları bugün artık işe yaramıyor” diye konunun ciddiyetinin altını çizdi.
- İş dünyasında yeni söylem “Çoklu Kriz”
Bu yıl Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’ndayken, dünyanın gerçekliği ile ilgili “Çoklu Kriz” söylemini duyduğunu ileten Michael Ensser: “Her sektör ve bölgeden liderlerle yaptığımız konuşmalar, dünyanın benzersiz derecede zor bir durumda olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Enflasyon, ekonomik durgunluk, bankacılık krizi, jeopolitik zorluklar, iklim ve sağlık krizleri durumu daha da derinleştiriyor. Buna karşılık, CEO’lar ve diğer liderler bir yandan gelecek için ilham verici vizyon oluştururken, diğer yandan da bu karmaşık günler için esnek ve pragmatik bir yaklaşım benimsemelidir. Liderler, merak ve sürekli öğrenme ile karakterize edilen açık bir bakış açısı ve tutum geliştirmelidir. Geçmişte, birçok üst düzey yönetici kendilerini sürünün önünde yürüyen öncü olarak görüyordu. Uzmanlık, azim ve analitik düşünme en önemli becerilerdi. Kararları gözden geçirmek ya da kırılganlık göstermek zayıflık olarak yorumlanırdı. Bugün ise tablo kökten değişti. Şirketleri kriz ve belirsizlik ortamında başarılı bir şekilde yönlendirebilmek için tüm liderlerin stratejilerinde esnek, çevik ekiplere liderlik etme konusunda empatik ve ekipleriyle daha derin iletişmek için zaman ayırmaya istekli olmaları gerekiyor. Bu da ancak öğrenmeye istekli olmanız ve kendinizi lider olarak geliştirmek için yatırım yapmanız ile mümkündür. Jeopolitik yapının iş ve yaşamın pek çok yönüne sızması, kurumsal liderlerin sadece beyinlerini değil, artık kalplerini ve ruhlarını da devreye sokmalarını zorunlu hale getirdi. Böylece insanlara, şirket için değer yaratmaya ve aynı zamanda da gezegene hizmet edebilirler” diye belirtti.
- Yetkinlikler geliştirilmeli
Çalışanın mevcut becerileriyle uyumlu olmayan yeni bir rol için gerekli olan becerileri öğrenmek amacıyla eğitim alması “reskill” ; çalışanın mevcut rolündeki becerilerini geliştirmek amacıyla eğitim alması “upskill”, insan kaynaklarının gündemini oluşturuyor. Konu ile ilgili olarak Ensser: “Kimse her şeyi bilemeyeceği veya her şeye sahip olamayacağı için sürekli gelişim bir zorunluluktur. Yeni zorluklarla başarılı bir şekilde başa çıkabilmek için, uyum sağlayabilecek ve birlikte gelişebilecek bir ekip oluşturmak ve bu ekibi beslemek, eğitimlerine açık olmak gerekiyor” dedi ve ekledi “Bizim rolümüz sadece en iyi liderleri bulmak değil, aynı zamanda onları geliştirmek, şirketlerin kültür ve yönetişimini güçlendirmek ve ekiplerini güçlendirmektir. Sadece vizyoner ve empatik liderler yetiştirerek dünyanın ihtiyaç duyduğu olumlu değişimin gerçekleşmesine yardımcı olabiliriz. Bu nedenle Egon Zehnder olarak biz uzun zamandan beri sadece üst düzey yöneticiler bulan ve atamalarına aracılık eden bir yönetici arama/araştırma firması olmaktan çıkıp, aynı zamanda kurumlarda görev yapan liderlere rehberlik yapan bir firma haline geldik.”
- Cinsiyet eşitliği ve çeşitlilik başarıya götürür
18 yıldır yönetim kurullarında çeşitliliği ve kapsayıcılığı geliştirmek için çalıştıklarını paylaşan Michael Ensser: “Egon Zehnder’in temel değerlerinden biri de ‘çeşitliliği kucaklamaktır’. Kapsayıcı bir kültür inşa etmek herkesin, özellikle de çoğunluk olanların sürekli çabasını gerektirir ve önyargılarımızı sürekli olarak farketmemiz hayati önem taşır. Uzun yıllardır bu işe kendimizi adadık ve yakın zamanda firmamıza çoğunluğu kadın olan iki düzine yeni ortak seçtik. Bununla birlikte, yapılması gereken daha çok iş var ve müşterilerimizde de kapsayıcı bir kültür yaratma çabalarımızı sürdürmeye kararlıyız. Çeşitlilik ve kapsayıcılığa olan bağlılığımız kendi organizasyonumuzun çok ötesine uzanmakta ve liderleri yerleştirmek ve geliştirmek için yaptığımız tüm çalışmaları beslemektedir. En son tamamladığımız Küresel Yönetim Kurulu Çeşitlilik araştırmamız şimdiye kadar gördüğümüz en hızlı ilerleme oranını gösteriyor, ancak bu hala yeterli değil. En büyük ve en hızlı ilerlemeyi kaydeden ülkelerin genellikle kotaları ve diğer bazı önlemleri uygulayan ülkeler olduğu görülüyor. Herhangi bir şirketin veya ülkenin nihai hedefi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin öncelikli olduğu kapsayıcı bir kültür inşa etmek olmalıdır. Toplumsal cinsiyet eşitliği istisna değil kuraldır ve geçici bir önlem olarak ihtiyaç duysak bile kotalardan değil içimizden gelir. Uygulamada, Yönetim Kurulu kültürünün oluşması ve gelişmesi her bir yönetim kurulu üyesinin sorumluluğundadır, ancak Yönetim Kurulu Başkanı ile başlar ve Başkan tarafından yönetilir, yönlendirilir. Yönetim Kurulu Başkanları, üyelerin açık ve işbirlikçi bir şekilde istişare etmelerini, farklı görüş ve bakış açılarının dile gelmesini ve etkin kararlar alınmasını sağlamalı ve oluşabilecek herhangi bir önyargıyı fark ederek ortadan kaldırmalıdır” dedi.
- Yapay zeka dikkatli kullanılmalı
Yapay zekanın, işlerin ve hizmetlerin insan gerektiren kısımları için daha fazla zaman yaratma, kolektif içgörüleri organize etme ve erişme potansiyeline sahip güçlü bir araç olabileceğini ileten Ensser: “Geleceğe baktığımızda, yapay zeka araçlarının, işbirliği ve müşteri hizmetlerine ilişkin temel değerlerimizi geliştirip güçlendireceğine ve tüm müşterilerimizin kolektif içgörülerden faydalanmasına olanak tanıyacağına inanıyoruz. Ancak yetenek ve potansiyeli değerlendirme konusundaki bireysel ve kolektif yetkinliğimiz ile inisiyatif alma ve kişisel gelişimi yönlendirme yeteneklerimiz bizi farklı kılan şeylerdir. O yüzden yapay zekanın nasıl kullanıldığı konusunda dikkatli olunmalıdır. Bu noktada insan ve teknolonin tadında bir kombinasyonu ile hizmet vermek önemli” diye konunun önemini vurguladı.
- Türkiye’nin gelişim potansiyeli çok yüksek
Cinsiyet eşitliğinden başlayarak, özellikle üst düzey liderlik rollerinde hem yönetici hem de yönetici olmayan düzeylerde, Türkiye’de büyüme potansiyeli olduğunu ve güçlendirilmiş yönetişim, yetkin Yönetim Kurulu Üyeleri ile donatılmış işleyen kurulların artacağını ön gören Michael Ensser: “Halihazırda görevini sürdüren Türk liderler son dönemlerde yaşanan zorlu süreçlerden geçerken çevik, dirençli ve kararlı olduklarını kanıtladılar. Türkiye’de halka açık şirketler için bağımsız yönetim kurulu üyelerinin atanmasına yönelik düzenlemelere rağmen, yetkin ve gerçekten bağımsız yönetim kurulu üyelerinin belirlenmesi ve atanması konusunda gelişime ihtiyaç olduğunu görüyorum” dedi ve Türkiye’deki işe alım süreçleri ile ilgili değişim ile ilgili şu yorumu yaptı: “Küresel olarak tüm atamalarda aynı kriterlerle inceleme yaklaşımını benimsiyoruz. Son 5 ila 10 yıl içinde adayların gelecek ile ilgili potansiyellerini de daha titiz bir şekilde değerlendirmeye başladık. Bununla paralel olarak, muhtemelen ülkedeki demografinin de katkısıyla, Türkiye’de üst düzey roller için -genellikle CxO seviyesi- daha genç yöneticilere yönelik güçlü bir eğilim gözlemliyoruz. Bu eğilim ülkenin dinamizmini de gösteriyor. Yine de liderlik yetkinliklerinin zorlu koşullarda tekrarlanan deneyimlerle esnediğini ve geliştiğini unutmamalıyız.”