Yükselen Güneş Ülkesi Japonya

Hızlı trenleri, çılgın gençleri, kelebek gibi geyşaları, sushi barları, çay seremonileri, kiraz çiçekleri ile Tokyo, geçmişle geleceği aynı anda yaşayan bin bir yüzlü bir şehir Japonya.

Dünyanın en renkli kentlerinden biri olan Tokyo’da, ışıklı panoların süslediği hareketli sokaklar, dingin tapınaklara açılıyor. Kentin ilk gaz lambasıyla aydınlatılan caddesi Ginza, geceleri dev reklam panolarıyla karanlıktan sıyrılıyor. Gençlerin akın ettiği Shibuya’da, animelerden fırlamış gibi kızlar önyargılara meydan okuyor. Hızlı trenleri, çılgın gençleri, kelebek gibi geyşaları, sushi barları, çay seremonileri, kiraz çiçekleri ile Tokyo, geçmişle geleceği aynı anda yaşayan bin bir yüzlü bir şehir.

Uzun bir uçak yolculuğunun en güzel yanı; gideceğiniz şehirle ilgili bir kitap okumak. Ben de bir Kabuki tiyatro oyuncusu ile bir geyşanın aşkını anlatan eski bir Japon öyküsü okuyorum. Aşk gerçekten onlarınki kadar alçakgönüllü ve sabırlı olabilir mi? Tokyo havaalanından çıktığımızda bile kafamın içinde hâlâ aşık öykü kahramanlarıyla konuşuyordum.

Narita’daki havaalanı şehre tam 60 km uzakta. Kocaman gökdelenleri, çok katlı köprüleri, dışı ayna gibi parlayan devasa plazaları ve modern dünyanın tüm görkemi ile Tokyo bizi daha uzaktan karşılıyor. Tokyo Körfezi’ndeki Gökkuşağı Köprüsü’nden geçerken, şehrin görkemi karşında heyecan doluyorum. Sanki zamanda sıçrama yaptım da geleceğe ışınlandım. Kendimi adeta büyüleyici bir bilimkurgu filminin içinde hissediyorum.

Şehrin içine girince ise bir başka büyü sizi içine çekiveriyor. Caddelerde siyah takım elbiseli genç iş adamları ve Chanel takımlı iş kadınları adeta koşturma halinde. Onların arasına karışmış kimonolu kadınlar ise hiç acelesi yokmuş gibi minik adımlarla yürüyor. En gösterişli ve en kalabalık caddeler, sükuneti ve sadeliği öven budist ve şinto tapınaklarına çıkıyor.

Çok renkli Tokyo

Japonya’da turist olmak gerçekten de çok eğlenceli. Hemen her köşeden sizi şaşırtacak, gülümsetecek bir şeyler çıkıveriyor. Tokyo’yu gezmeye başlamadan önce, şehri tepeden seyretmek için Shinjuku’da Tokyo Belediye Binası’nın 56. katına çıkıyoruz. Karşımızda camdan bir kent var. Geometrik binalar arasına sıkışmış küçücük zen bahçeleri ve tapınakların ilahi görüntüsü birbiri içinde adeta eriyor. Peki siz Tokyo’da kırmızı bir Eyfel Kulesi olduğunu biliyor muydunuz? İçinde kafesi ve restoranı olan bu kule de Tokyo’yu seyretmek için mükemmel bir seçim. Shitamachi bölgesindeki kanallarla çevrili İmparatorluk Sarayı haliyle ziyaretçilere kapalı. Fakat muhteşem bahçeleri ve köşklerini gezmek mümkün. Tokyo Edo Müzesi ise sizi binlerce yıllık köklü Japon geleneklerine, tarihine, kültürüne doğru müthiş çarpıcı bir geziye çıkaracak.

Işıltılı Ginza’da Şık ve Zarif Kalabalık

Moda, şıklık, lüks ve ışıltı… Tokyo’nun kalbi Ginza’dayız. New York’un ünlü Times Meydanı’ndan çok daha geniş caddeler, bulvarlar, gökdelenler ve rengarenk vitrinler arasında, gece gündüz ışıl ışıl bir yer burası. Bir o kadar da kalabalık. Ama caddelerin ve bulvarların genişliği nedeniyle kalabalık sizi asla rahatsız etmiyor hatta Tokyo’da olmak, tanımadığınız bu son derece şık ve zarif kalabalığın arasına karışmak, dev reklam panolarında oynayan 3D görüntülere takılmak çok hoşunuza gidiyor.

Dünyaca ünlü markaların en gösterişli butikleri de bu caddede yer alıyor. Bir grup kimonolu kadın geçiyor yanınızdan, genç erkeklerin hepsi, günün deyimiyle birer metroseksüel, genç kadınlar ise pahalı markaların yeni sezon kıyafetleri ile adeta şıklık yarışında. Dünyanın en renkli ve en eğlenceli caddelerinden birisi burası. Hele ki alışveriş yapmayı seviyorsanız, akşam 9’a kadar açık olan butiklerden ve rengarenk vitrinlerden kendinizi alamayacaksınız.

 Asakusa’nın Oyuncaklı Dükkanları

Daha ucuz ve geleneksel bir alışveriş içinse, en doğru adres Asakusa. Tokyo’nun en önemli Shinto tapınaklarından biri olan, Senso-Ji Tapınağı’na giden yol, aynı zamanda yapma kiraz çiçekleriyle süslü harika bir çarşı. Kimonocular, çantacılar, uçurtmacılar, kurabiyeciler, şekerciler, terlikçiler, kurutulmuş yosun ve balık dükkanları, geyşa perukları ve makyaj ürünleri satan dükkanlar, bin bir çeşit hediyelikçiler sıra sıra.  Burada saatlerinizi geçirebilirsiniz. Aklınızda bulunsun, hani pek çok dükkanın vitrininde gördüğünüz el sallayan kediler, evinize, iş yerinize yeni müşterileri, bolluğu ve bereketi çağırıyormuş. Kağıttan yapılmış köpekler ise anne olmak isteyenlerin ve hamile kadınların tılsımıymış.

Rengarenk tezgahlar arasında adeta kendimi kaybettiğimi itiraf etmeliyim. Kendime ipek bir kimono, bir tane kağıt yelpaze, kiraz çiçekli çanta, tılsımlı balık uçurtması ve geyşa bir bebek alıyorum. O kadar renkli bir dünya ki burası, insana neşe, keyif ve mutluluk veriyor.

Neşeli Shinto Tapınağı

Asakusa’da, kiraz çiçekleriyle süslü yolun sonu Senso –Ji Tapınağı’na çıkıyor. Burası da Tokyo kadar renkli ve hatta neşeli bir yer. Shinto tapınaklarında gelenek aynı. Önce dış bahçe kapısındaki suda ellerinizi ve ağzınızı yıkayıp arınıyorsunuz. Ardından içteki kapıda, küçük sandıklara para atıyor, tavandan sarkan çanları çalıyor ve ellerinizi üç kez çırpıp tanrılara geldiğinizi haber veriyorsunuz.

İçeride bir ayin varsa mutlaka katılın, insanın içindeki ilahi duyguları harekete geçiriyor. Ben Japon kızları taklit ediyor ve kader çubuklarından çekiyorum. Dokuz numaralı kutudan aldığım kartta, “Best Fortune” yazıyor. Öyle mutlu oluyorum ki, kendime bir şıklık yapıp, yakışıklı ve güçlü genç erkeklerin çektiği geleneksel çek çek arabalarına binerek çevreyi gezmeye çıkıyorum.

Tokyo’nun Bin Bir Yüzü

Japonya’da bugünün hızı ile geçmişin yavaşlığını dengeliyor ve günler bir o kadar dolu ve renkli geçiyor. Tokyo’da yapılacak o kadar çok şey var ki. Mesela Sumida Nehri’nde bir tur yapmak yapabilirsiniz. Rappongi bölgesi birbirinden şık kafe ve restoranlarla dolu. Sushi barlar, geleneksel yer sofralı meyhaneler, bizim ocak başına benzeyen Japon usulü kebapçılar, çay salonları ve dünya mutfaklarının en seçkin restoranları burada yer alıyor.

Sıra dışı kıyafetleri, kırmızı yeşil saçlarıyla çılgın Japon gençliği ile buluşmak isteyenlerin adresi ise Harajuku semti. Buradaki kızlar ve erkekler, Japon çizgi filmlerinden çıkmış birer oyuncak bebek sanki. Yaratıcılıklarında ve eğlencede sınır tanımıyorlar. Shimokitazawa, Tokyo’nun en bohem yüzü. Rock müzik tutkunu gençler buraya bayılacak. Hepsinin bir hikayesi olan ikinci el giysiler, trendleri bile aşan tasarım ürünleri, sokakta gitar çalan gençler ve sınırsız eğlence…

Tokyo’da Mutlaka!..

Kentin en eski tapınaklarından biri olan Zojoji Temple’ı da mutlaka görmelisiniz. 400 yıllık geçmişiyle, Tokyo’nun Edo olduğu günlerden bir anıt burası. Üstelik kırmızı bereli bebek budha heykelcikleri ve rüzgargülleriyle süslü bahçesi aklınızı başınızdan alacak. Buradaki bebek budalar çocukların ve yolcuların koruyucusuymuş.

Tabii bir kareoke bara gitmeden, Ginza Caddesi üstündeki tarihi Kabuki tiyatrosunda bir oyun izlemeden, beyaz dantellerle kaplı bir taksiye binmeden, bir çay seramonisine katılmadan, 500 kiloluk dev balıkların ve inanılmaz karideslerin sergilendiği balıkhaneyi sabahın erken saatlerinde gezmeden sakın Tokyo’dan dönmeyin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir