Motive Olmuş Bir Zihin Uzayın Sınırlarını Bile Zorlar

Uygun şekilde motive olmuş bir zihnin yapamayacağı şey yoktur. Bunu sosyal hayatlarımızda harekete geçirmek çoğu zaman daha kolaydır ancak çalışma hayatı söz konusu olduğunda bazı katalizörlere ihtiyaç vardır. Ve şunu en başta söylemek lazım, artık doygun bir maaş ve pozisyon tek başına yeterli değil. Dolayısıyla yeni nesil liderlerin kendi sorumluluk alanlarını da daha fazla motive etmesi lazım!

 

Motivasyon teorilerinden en çok bilinen Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi; hepimizin adını en çok bildiğimiz şu meşhur Maslow Piramit’i. Maslow’a göre insan ihtiyaçları sınırsızdır ve bir ihtiyaç giderilmeden diğer ihtiyaca geçilmez. Birey için en önemli ihtiyaç fizyolojik ihtiyaçlardır. Temel ihtiyaçlar karşılandıkça birey daha üst ihtiyaçlar arar ve tamamlanmamış her ihtiyaç birey için motivasyon kaynağıdır. Bu arada tüm ihtiyaçlar evrenseldir ama yaşadığınız kültüre ve ortama göre farklılık gösterebilir.

 

İşyerlerinde çalışanların başarı yakıtlarından biri “motivasyon”dur. Patronunuz, yöneticiniz ve iş arkadaşlarınız günde kaç kez bu kelimeyi sarf ediyor konuşurken bir saysanıza. Uygun şekilde motive olduğumuzda neredeyse yapamayacağımız şey yoktur. Evrendeki yerimizi öğrenmek isteyip gökyüzünü merak ettik ve bugün farklı ufuklara ulaşmamızı sağlayacak teknolojileri her geçen gün geliştiriyoruz; Mars bize bir roket fırlatımı uzaklıkta.

 

Ancak işyerlerinde motivasyon çok daha küçük ölçekli gelişiyor; özellikle de kişisel gelişim fırsatları ve sürekli genişleyen heyecan verici yeni iş kollarını hesaba kattığımızda… Elbette, kişilerin kendi motivasyon yollarını yaratması gerekir ancak bunu teşvik etmek lider/yöneticilerin sorumluluğunda. Nedeni çok ama önce iş hayatı üzerinden bir küçük motivasyon tanımı yapalım: Çalışanlara ellerinden gelenin en iyisini yapma ve işlerinde ekstra yol kat etmeleri için ilham veren itici bir güçtür motivasyon. Çalışanların içindeki ateşi yakan, onları hedeflerine ulaşmaya iten ve ekip başarısına doğrudan katkıda bulunan temel yakıttır. Çalışanları hevesli, ilgili ve işlerine bağlı kılar.

 

Peki, çalışan motivasyonunu tam olarak ne oluşturur? Üzgünüm ama artık doygun bir maaş ve pozisyon tek başına yeterli kalmıyor. Çalışan motivasyonu finansal ödüllerin ötesinde pekiştiricilerle hareketleniyor: Tanınma, burada bir parantez açmak isterim; psikoloji bize, övgü ya da bilinme şeklindeki tanınmanın, daha olumlu sonuçlar elde etmek için ihtiyacımız olan pozitif pekiştirmenin temel kaynağı olduğunu söylüyor. Zira Officevibe’ın Aralık 2022 tarihli araştırması da çalışanların yüzde 69’unun işyerlerinde çalışmalarının takdir edilmesi halinde daha fazla çalışabileceklerini gösteriyor. Bunun yanında daha önceki yazılarımda da altını sıklıkla çizdiğim, olumlu ve geliştirici çalışma ortamı, sağlıklı iletişim, kariyer fırsatları, amaç duygusu ve yaratıcı bir ortam gibi faktörler motivasyonu bir güç kaynağına dönüştürüp üretken, yaratıcı ve işyerine bağlı bir ekibin varlığını oluşturuyor. Yapılan araştırmalar; üretkenliğin ve verimliliğin çıkış noktası motive bir işgücü ve performans ile motivasyon arasında sıkı bir bağ olduğunu gösteriyor. Gallup tarafından yakın bir tarihte yapılan bir başka araştırma da motive ekiplere sahip şirketlerin üretkenliğinin yüzde 17, kârlılıklarının yüzde 21 önde olduğunu gösteriyor. Ve sıklıkla üzerinde durduğum “yetenekleri elde tutma” konusu… Örneğin; CareerBuilder tarafından yapılan bir anket, çalışanların yüzde 50’sinin kendilerine değer verildiğini hissettiklerinde mevcut işyerinde kalmak istediklerini, yüzde 35’inin ise işverenlerin onların refahını ve mutluluğunu önemsediğini hissettiğinde daha düşük bir ücretle dahi işyerinde kalmaya istekli olduklarını ortaya koyuyor.

 

Günümüz iş ekosisteminin sürdürülebilir büyümesindeki bir başka değişken de yaratıcılık ve inovasyondan geçiyor. Bunun için yaratıcı bir takıma ihtiyaç olduğu konusunda hepimiz hemfikiriz, değil mi? Evet, yine yollar motivasyona çıkıyor. Harvard Business Review tarafından yapılan bir araştırma, değer verildiğini ve desteklendiğini hisseden çalışanların yenilikçi fikirler bulma olasılığının daha yüksek olduğunu gösteriyor.

 

Kısaca motivasyon; heyecanlı, azimli, tutkulu çalışanlarla dolu bir işyeri demek, yenilikler geliştirip uyumlu çalışan bir ekip, verimliliği artmış, maliyetleri azalmış bir çalışma ortamı demek. Kulağa iş dünyası adına “Amerikan rüyası” gibi geliyor değil mi? Ancak bunların hepsi pratik terimler ve işletmelerde entropiyi pozitife dönüştürmek ise başarılı liderliğin sorumluluk alanı yani yeni nesil liderlerin.

 

ÇALIŞANLARINIZI KENDİ CEO’LARI YAPIN

Bonus teşvikleri oluşturmak, olumlu ve zamanında geri bildirimler vermek, yeteneklerine ve yetkinliklerine uygun işler vermek, ulaşılabilir hedefler koymak, esnek çalışmaya olanak tanımak ve sağlıklı rekabet ortamı gibi hepimizin bildiği konular motivasyonun oluşturulması ve geliştirilmesi adına önemli. Ancak her ne kadar kavramsal olarak hayatı iş ve sosyal/aile hayatı olarak ikiye ayırma eğiliminde olsak da yaşam bir bütün ve bu iki alandan birinde yaşanan bir tatminsizlik ve mutsuzluk diğer alanı da etkileyecektir. Bundan dolayı da yeni nesil liderler, merdivenin her basamağında yer alan çalışanlar için hayatın değişkenliğini sürekli değerlendirmeli ve bir yandan işlerini yaparken diğer yandan iyi bir yaşam sürmek için ihtiyaç duydukları şeylere sahip olmalarını sağlamalıdır.

Kural çok basit: Mutlu çalışanlar, üretken çalışanlardır. Warwick Üniversitesi’nin araştırması; çalışanların görevlerini yerine getirebilecekleri fiziksel olarak başarılı bir atmosfere, esnek zamanlamaya, kendine özel alan oluşturabilecekleri fırsatlara ve ekstra yan haklara sahip olmasını sağladığında yüzde 12 ila yüzde 20 verimlilik artışı yaşandığını gösteriyor.

 

Bir adım daha var; çalışanlarınızı kendi CEO’ları yapmaya önem vermelisiniz. Hedeflerinin peşinden gidecekleri esnek ortamları sağlayın ve onlara meydan okuyun. Bu sayede hem yaratıcılıklarının sınırlarını genişletirsiniz hem de yeteneklerinizin elde kalmasını sağlayabilirsiniz.

 

Son olarak; hayattaki ve işteki diğer pek çok konuda olduğu gibi ekibiniz için yüksek motivasyon sağlamak, tüm biçimleri ile sağlıklı bir iletişim alanıdır. Nasıl konuştuğunuz, kendi çalışma alanınıza olan tutkunuzu nasıl aktardığınız ve ekibinizi sürekli olarak yeni şeyler öğrenme ve yeni çözümler üretme konusunda ne derece güçlendirdiğinizdir. İletişim, ortak amacı nasıl inşa ettiğimiz ve nihayetinde bulunduğumuz ekosistemi nasıl değiştirdiğimizle alakalıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir