Bir Gelecek Mimarisi : Yeni Nesil İletişim

Zaman ve kültürler boyunca insanlar arası en önemli etkileşim yöntemi olan “iletişim”, sanatın, bilimin ve mühendisliğin eşdeğerde şekillendirdiği bir gelecek mimarisi haline geldi. Günümüz dünyasında kişilerin elindeki en büyük yetenek ve ayrıcalığa dönüşen bu fenomen, insanlarla robotların iletişime geçmeye başladığı 21. yüzyılda daha akıllı ve daha hassas bir strateji gerektiriyor. Ve dünya ile paralel şekilde küreselleşen iletişim başarının da temel anahtarı.

Sadece günümüzde değil, insanlık tarihi boyunca her zaman önemli bir yer edinen “iletişim”; dijital teknolojinin hızla ilerlemesi ve sosyal medyanın -tabiri caizse- yeni geleneksele dönüşmesiyle birlikte, bir “kendini ifade edebilme” testine dönüştü. İçeriklerin saniyeler içinde tüketildiği günümüzde, düşüncelerimizi net ve çarpıcı bir şekilde ifade etmeliyiz.

Zaman ve kültürler boyunca insanlar arası en önemli etkileşim olan “iletişim”i bir sanat olarak da tanımlayabiliriz: İfade sanatı, konuşma sanatı, aklını kullanma sanatı… Ancak sonsuz değişimin neredeyse anlık olarak şekillendirdiği günümüzde iletişim; bir beceriden ve bir sanatsal duruştan çok daha fazlası haline gelmiş durumda. Verimliliğin, dikkate değer yeniliklerin, günümüzün en değerli metalarından bilginin doğru aktarılmasının, başarılı kariyerlerin, sürdürülebilir şirketlerin ve sağlıklı toplumların üzerine kurulduğu bir “fenomen.” Dolayısıyla iletişimi; sanatın, bilimin ve mühendisliğin eşdeğerde şekillendirdiği bir gelecek mimarisi olarak düşünmeliyiz.

iletişim

2016 yılından bu yana “geleceğin aranılan becerileri”ni listeleyen Dünya Ekonomik Forumu’nun “İşlerin Geleceği Raporu”na göre; bugün olduğu gibi gelecekte de talep edilecek becerilerin başında iletişim geliyor. İsveç iş arama motoru Jobbland.se ise, “iş ilanlarında etkili iletişimin; empati, kriz yönetimi, uyum sağlama ve güvenilirlik gibi diğer sosyal becerilerden 35 kat daha fazla belirtildiğini” tespit etti. Kısaca, iletişim artık her zamankinden önem taşıyor. Katmanları kaldırıp son yıllarda etkili iletişim becerisinin raporlarda öne çıkmasının nedenlerine baktığımızda; belirsizlik, hoşgörü, çeşitlilik, verimlilik, devamlılık, kazanç, motivasyon ve dönüşümün etkili iletişim gerektirdiğini görüyoruz. Bundan üç sene önce, tüm dünyayı etkileyen bir pandemi (Covid-19) yaşadık ve hâlâ yeni varyantları ile yaşamaya devam ediyoruz. Araştırmalar, liderler için büyük bir sınava dönüşen bu pandeminin, etkili iletişimcilere olan talebi de artırdığını yazıyor. Bir iletişim kaosuna sebep olan bu süreç, iletişimi çalışma ekosistemi için yeniden değerlendirmeye açtı.

GLOBAL KÖYÜN İLETİŞİMİ: 4.0

Günümüz dünyasında kişilerin elindeki en büyük yetenek ve ayrıcalık haline gelen iletişim, uluslararası alanda enformasyon gücünü dünyaya ileten görünmez bir güç. Ürettiğiniz fikri, sahip olduğunuz bilgiyi, geliştirdiğiniz hizmeti doğru aktaramıyorsunuz, bir fikirden öteye geçme eşiğini atlamada başarılı olamazsınız. Şöyle düşünün; bugünün en çok kullanılan, en rekabetçi ve en rol modelci sözcüğü dijitalleşme. Ancak fikirden öte duran “dijitalleşme” de iletişimden geçiyor. McKinsey’nin “Dijital Dönüşümlerde Başarının Kilidini Açmak” isimli raporu da dijital dönüşümün ilk sıralarında iletişimin olduğunu doğruluyor. Ezcümle, bugün ele aldığımız her konunun ve disiplinin mimarisi iletişim üzerinden yükseliyor.

Hemen tüm süreçlerin “4.0” evresine girdiği bu çağda, iletişimin daha geri bir periyotta olduğunu düşünmek büyük yanılgı olur. Zira, her şeyin gittikçe daha fazla iletişimin etrafında döndüğü bir “bugün”de olduğumuz artık çok açık. Endüstri 4.0, İnsan 4.0, Pazarlama 4.0 ve daha fazlasını çok fazla duyduk ama “İletişim 4.0” yeni yeni dillendirilmeye başlandı. Ve şunu en başta belirtmek lazım: Teknolojinin sonsuz döngüsüyle yaşayan bu dinamik çağda yeni nesil iletişimi yani İletişim 4.0’ı, yeni medya araçlarından ibaret zannetmek büyük bir yanlış ve kaçınılmaz şekilde verimsizlik anlamına gelir. Bugünün iletişimi her zamankinden daha fazla okumayı, araştırmayı, öğrenmeyi, yorumlamayı ve tüm bunları kinetik bir mimarlığa dönüştürmeyi gerektiriyor. Daha fazla insan odaklı hale gelen, daha empatik, farklı bakış açıları geliştirebilen, net ve bilgiyi en inovatif şekilde kullanmayı amaçlıyor.

Derin bir sosyal değişimin kısa bir ifadesi olan İletişim 4.0, yapay zekanın da sosyal yaşamın ve iş hayatının bir parçası olmaya başlamasıyla yeni yeni alt başlıkların da altını doldurmaya başlıyor. Fiziksel ve teknolojik dünyanın harmanlanması “akıllı fabrikalar”ın dönemine de işaret ediyor. İşte, tam burada ciddi bir rol üstlenen yapay zeka ile insan arasındaki iletişimi sorgulamaya ve buna “endüstriyel iletişim” demeye başladık. Esneklik, kaynakların verimli kullanımı, gelişmiş ergonomi, çalışan, müşteri ve iş ortaklarının iş ve değer yaratma süreçlerine entegre edilmesi bu iletişimin gücüne bağlı olarak ölçülecek artık. Yazının en başında da bahsettiğim mimari aslında tam olarak bu. Her sektör, her alan kendi içinde bir iletişim binası oluşturmaya ve bunu diğer iletişim ekosistemleri ile birleştirip bir küresel bir yapı kurmaya başladı.

YA İLETİŞİRSİN YA DA KAYBEDERSİN!

İşyerinde yapay zeka ve robot teknolojisinin artan kullanımı, büyüyen uzaktan çalışma modeli ve dünyanın dört bir yanındaki insanlarla bağlantı kurmamıza olanak tanıyan teknolojiyle birlikte, birbirimizle nasıl konuşacağımızı, birbirimizi nasıl dinleyeceğimizi ve bağlantı kuracağımızı bilmek hiç bu kadar önemli olmamıştı. Liderliğin tanımının yeniden yapılmaya başladığı, iş ve normal yaşamlarımızın birbirinden ayrı düşünülemeyeceği konusunun yeniden değerlendirildiği ve duygular ile motivasyonun, verimliliğin birincil etmenlerinden kabul edildiği 21. yüzyılda, “çalışma iletişimi” kaçınılmaz şekilde çok önemli. Yalnızca algılanmak değil, aynı zamanda çalışanlar ve ilgili hedef kitleyle ilgi oluşturmak da akıllı ve hassas bir iletişim stratejisi gerektiriyor.

2021 yılında Gramarly ve The Harris Poll tarafından, ABD’deki işletme liderleri ve çalışanları arasında yapılan “İşletme İletişiminin Durumu” araştırması, işyerinde zayıf iletişimin hem işletmelere hem de çalışanlara yük olan yaygın bir sorun olduğunu ortaya koyuyor. Ve zayıf iletişimden dolayı yıllık 1,2 trilyon dolar, yani çalışan başına yıllık yaklaşık 12 bin 506 dolar zarar oluştuğunu aktarıyor. Yani ya iletişirsin ya da kaybedersin!

Maliyet tek başına önemli olsa da araştırma çok daha derinlere iniyor ve günümüzün değişken çalışma ortamına uyum sağlayan “güçlü iletişim yeteneği”nin ekiplerin hem sanal hem de gerçek dünyanın sunduklarından en iyi şekilde yararlanmasına olanak tanıyacağına dikkat çekiyor ve etkili iletişimin geleceğin yeteneklerinden biri olduğuna vurgu yapıyor.

Dünya küreselleştikçe, iletişim de küresel hale geliyor ve bugün ülkenizin sınırları içinde kullandığınız bir sanal cümle veya kelime, dünyanın bir ucundan muhatap bulabiliyor.

Birbirimize yakınlaştıkça, daha fazla iletişim kurar hale geldikçe, daha fazla yanlış anlaşılma, net ifade edememe, hangi dili kullanmak gerektiğini bilememe ve benzeri birçok sorun da beraberinde geliyor. Bilginin, içeriklerin, verilerin saniyeler içinde yok olduğu ve her şeyin daha hızlı olduğu bu dünyada tüm teknolojik ilerlemelerle beraber iletişsel önem de artmaya devam edecek.

Şunu da unutmamalıyız ki dünyanın global bir köy olarak kabul edildiği günümüzde, hayatımızın her bir alanı birbirine bağlı ve sağlıklı bağlılığın garantörü de iletişim.

Bizi birbirimize yakınlaştıran bir dili yakalayabilmek dileğiyle…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir