AI Çağında İnsanın Değerini Yeniden Düşünmek

Bu yazıyı ben mi yazdım, yoksa yapay zekâ mı? Hadi dürüst olalım: Bunu sormak artık bir refleks haline geldi. İnsanlar önce içeriğe değil, kimin yazdığına bakıyor. Ya da daha doğrusu, kimin “yazmadığına”.

Çünkü son zamanlarda bir yazı biraz fazla düzgün, fazla akıcı, fazla derli topluysa hemen o ses geliyor: “Aaa, ChatGPT mi yazdı?”

Ve işte tam orada, bir şey içten içe burkuluyor.

Çünkü ne yaparsan yap, insanlar işin emeğini değil, arayüzünü görüyor. Sanki “generate” tuşuna bastığında tüm zihin süreci yok olmuş gibi davranıyorlar. Oysa gerçekte ne oluyor? Sen saatlerce araştırmışsın, düşünmüşsün, kırpmışsın, yeniden yazmışsın. Ama bunların hiçbiri gözükmüyor. Çünkü üretimin zahmeti görünmediğinde, değeri de görünmüyor.

Bu sadece yazıyla da sınırlı değil. Tasarımda da böyle, müzikte de, eğitimde de. Nerede bir yapay zekâ aracı devreye giriyorsa, hemen arkasından şu soru geliyor: “Ama sen ne yaptın ki?”

Yani işini iyi yapmak, hızlı yapmak, sistemli yapmak… Hepsi şüpheli hale geliyor. Ve garip bir şekilde, daha zeki çalışmak, daha az değerli olmakla eşitleniyor.

Modern dünya tuhaf bir denklem kurmuş durumda: Ne kadar zaman harcadıysan, o kadar değerlisin. Zahmet yoksa kıymet de yok. Sanki Excel formülü gibi: Değer = Acı x Saat.

Ama yapay zekâ bu denklemi darmadağın ediyor. Çünkü işin hızını öyle bir artırıyor ki, insanlar “O zaman bu iş kolaymış” diyor. Kolaysa değersizdir mantığı devreye giriyor. Oysa asıl zeka, o hızı nasıl kullandığınla ilgili.

2024 yılında yapılan “Users Favor LLM-Generated Content – Until They Know It’s AI” başlıklı bir deneyde, aynı içerikler insan ya da yapay zekâ tarafından üretildiği şeklinde etiketlendiğinde, insan etiketi taşıyan içerikler daha beğenildi. Katılımcılar bu içerikleri daha kaliteli, yaratıcı ve özgün buldu. Oysa içerikler birebir aynıydı. Benzer şekilde, ACM Digital Library’de yayımlanan bir çalışmada, yapay zekâ ile üretildiği söylenen içerikler, katılımcılar tarafından daha az insani, daha az özgün ve daha düşük kaliteli olarak değerlendirildi.

Bynder’in 2024 anketinde, katılımcıların %26’sı yapay zekâ ile hazırlanmış bir markayı “kişiliksiz”, %20’si ise “güvenilmez” olarak tanımlıyor. NielsenIQ’nun araştırması ise YZ reklamlarının, görsel kalitesi yüksek olsa bile insan zihninde daha az yer ettiğini, daha az bağ kurdurduğunu ortaya koyuyor. YZ ile hazırlanmış görseller, hedef mesajı iletmekte daha zayıf kalıyor.

MIT Sloan’a göre, insan + AI işbirliği ile yazılmış bir içerik, sadece AI etiketi taşıyorsa daha az beğeniliyor. İnsan katkısı hissedilen içerikler hâlâ bir adım önde. Future Today Institute 2024 raporuna göre, kreatif sektörlerde çalışanların %68’i, yapay zekâ katkılı işlerinin “hafife alındığını” veya “tamamen kendilerine ait sayılmadığını” ifade ediyor.

Yine Stanford AI Index 2024’e göre, yapay zekâ ile oluşturulmuş metinlerin insan kaleminden çıktığına inandırıcılığı artmasına rağmen, insanlar bu içeriklerin etiketi açıklandığında güvenlerini kaybediyorlar.  Reuters Institute’un 2023 Dijital Haber Raporu ise, okuyucuların %52’sinin “tamamen AI tarafından hazırlanmış haber içeriklerine güvenmediğini”, sadece %23’ünün bu içeriklere olumlu yaklaştığını gösteriyor.

Yani mesele içerik değil, algı. İlginç bir diğer etken de bireylerin YZ teknolojilerine aşinalığı. Bynder’in anketinde genç yetişkinlerin (özellikle 25-34 yaş arası) YZ yazıları daha kolay fark ettiği ve buna göre tutum geliştirdiği görüldü; ayrıca ABD’de YZ araçlarını daha çok kullanmış kitlenin, İngiltere’ye kıyasla AI metinlerini tanımakta %10 daha başarılı olduğu saptandı. Bu da demektir ki YZ konusunda bilgisi ve deneyimi daha fazla olan kesimler, AI içeriğini daha eleştirel süzgeçten geçiriyor. Keza, YZ farkındalığı yüksek olan bu tüketiciler, içeriği okuyup beğenmeden önce “acaba bu yapay mı?” diye düşünerek bir mesafe koyabiliyorlar.

Aşinalığın bir başka yönü de, genç nesillerin tutumu: Genellikle teknolojiye daha açık olması beklenen en genç grup (16-24), içerik tercihinde insan yazımına daha çok değer verdiğini belirtmişti. Bu beklenmedik sonuç, belki de gençlerin YZ üretim sürecini çok iyi bildiği ve bu nedenle insan yaratıcılığını daha özel gördükleri şeklinde yorumlanabilir. Yani YZ çağında büyüyen nesil bile, yaratıcılık ve ifade konusunda insana bir paye vermeye devam ediyor. İnsan katkısı olduğu düşünülen işler daha değerli görünüyor. Algılandığı şekilde emek verilmişse, içerik daha “hak edilmiş” sayılıyor.

Mesela bu yazıyı ben yazdım. Düşündüm, kurdum, bağladım. Ama evet, bazı cümleleri ChatGPT ile parlatmış olabilirim. Belki başlıkta yardım aldım. Belki bir istatistiği teyit ettirdim. Bu onu benim yazım olmaktan çıkarıyor mu? Hayır. Hatta tam tersi: Bu, daha güçlü bir yazı ortaya çıkmasını sağlıyor.

Ama işte hâlâ şu algı var: YZ varsa, sen yoksun.

Oysa durum şöyle: YZ’nin katkısı klavyeye hız, zihne ferahlık. Ama düşünce, kurgu, mizah, ritim, vurgu — hâlâ insanca. Hâlâ benim. Hâlâ senin. Sadece artık eskisinden daha hızlı, daha temiz, daha çok versiyonla yapılabiliyor.

Şunu söylemek lazım: İnsanlar hâlâ bir içeriği değerlendirirken ne kadar zaman harcandığına, ne kadar ter döküldüğüne, ne kadar geç yattığına göre karar veriyor. Ama o zaman şöyle diyelim:

Düşünsene… Michelangelo Sistina Şapeli’nin tavanını bir ayda boyasaydı… İnsanlar ne derdi? “Yok canım, o kadar hızlı yaptıysa kesin kolaydı.” Yani o başyapıt, sadece fırçasının değil, çektiği bel ağrılarının da mirası olarak mı değerli?

Sanatın, üretimin, yaratıcılığın kıymetini gerçekten harcanan zaman mı belirliyor? Eğer öyleyse, hızlı yapılan şey otomatikman ucuz mu sayılır?

Hayır.

Eğer sonuç güçlü, etkili, düşündürücü ve bağlantı kurucuysa… Nasıl üretildiği ikinci planda kalmalı. Ama hâlâ birileri gelip “Bu yazı ChatGPT ile mi yazıldı?” diyecekse, ben de şöyle diyeceğim:

Evet, yardım ettim.
Ama düşünen, yöneten, kurgulayan, anlatan… bendim.

Şimdi sana sorayım: Bu yazı sence ne düşündürdü?

Çünkü asıl soru bu olmalı. “Kim yazdı?” değil. – “Ne hissettirdi?”, “Ne düşündürdü?”

Kaynaklar:

  • Users Favor LLM-Generated Content – Until They Know It’s AI
  • The Effects of Perceived AI Use On Content Perceptions – ACM Digital Library
  • The Human Touch: Bynder 2024 Report
  • AI in Ads: NielsenIQ 2024
  • MIT Sloan: Why Human-Aided AI Is Better for Marketing
  • Future Today Institute – 2024 Trend Report
  • Stanford University – AI Index Report 2024

Reuters Institute Digital News Report 2023

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir