“Değişim yaşamın kuralıdır” yeni dönemde girişimci olmak

Önde gelen birçok Türk şirketi ilk GSM ihalelerini dolayısıyla da inanılmaz bir fırsatı kaçırdıklarını her ortamda ifade edip, pişmanlıklarını gün yüzüne çıkarmışlardı. GSM hatası telafi edilir mi bilmiyorum ama elini çabuk tutmayanların internet fırsatını kolay kolay telafi edebileceklerini sanmıyorum. Zira tıpkı gerçek ortamda olduğu gibi internette de arsalar hızla satılıyor.

Artık neredeyse her gün duymaya alıştığımız girişim hikayelerine baktığımız zaman görürüz ki girişimciler, işin doğası gereği, genellikle küçük bir dükkanda ufak tefek bir şeyler satarak işe koyuluyorlar. Bugünün milyar dolar cirolu bazı markalarına baktığımızda, kuruldukları dönemler de göz önüne alındığında, müthiş işler başardıkları yadsınamaz bir gerçek. Peki ya şimdi?

Kennedy, “Değişim yaşamın kuralıdır” demişti. 21. yüzyıl, bütün bu getirdiği bilimsel ve teknolojik gelişmelerle her şeyi yeniden düzenliyor, bütün kuralları altüst ediyor, neredeyse hayatımızı yeniden şekillendiriyor. Örneğin, artık ofiste ya da evde çalışırken gözlerimizi bir an bile bilgisayar ya da cep telefonu ekranından ayırmadan çalışıyoruz. Elbette bütün bu değişimlerden “girişimcilik” kavramı da nasibini aldı. Günümüz dünyasının vazgeçilmez gerçeği haline gelen yüzyılın buluşu internet, girişimciliğin genetik kodlarını yeniden yazmakta gecikmedi. Bugünkü değeriyle bile yüzyıllık global markaları geride bırakan “Google”, halen büyümeye devam ediyor ve milyar dolarlar ödeyerek yeni şirketler satın alıyor. Hatırlarsanız, bugün artık video dünyasının zirvesinde yer alan YouTube bunun en etkili örneklerinden biriydi. Zamanında iki MBA öğrencisi tarafından kurulan siteyi, “yeni girişimcilik”in ilk ve en etkili göstergelerinden biri olarak anmak hiç de yanlış olmaz sanırım. İçinden geçmekte olduğumuz zaman diliminde ise en çok konuşulan satın alma bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıl dünyaca ünlü mikro blog sitesi Twitter’ın SpaceX CEO’su Elon Musk tarafından tam 44 milyar dolara satın alınmasıyla yaşandı. Dünya üzerindeki asırlık birçok şirketin değerlerinin bahsi geçen rakamlara yaklaşamadığını görünce yeni girişimciliğin klasik girişimciliği çoktan yendiğini söyleyebiliriz.

Yine geçmişten bir örnek verecek olursak, önde gelen birçok Türk şirketi ilk GSM ihalelerini dolayısıyla da inanılmaz bir fırsatı kaçırdıklarını her ortamda ifade edip, pişmanlıklarını gün yüzüne çıkarmışlardı. Bunlardan biri olan Sabancı Holding’in kurucularından merhum Sakıp Sabancı’nın “vah” çekişleri halen kulaklarımda çınlar.

GSM hatası telafi edilir mi bilmiyorum ama elini çabuk tutmayanların internet fırsatını kolay kolay telafi edebileceklerini sanmıyorum. Zira tıpkı gerçek ortamda olduğu gibi internette de (Metaverse) arsalar hızla satılıyor. Yakında yer kalmayacağı açıklamaları başladı bile.

Google dahil birçok web sitesi bu aralar internet dünyası ile cep telefonu arasındaki ilişkiye odaklanmış durumdalar. Bu araştırmalar bile yakın gelecekte görebileceklerimizi tahmin etmemize olanak sağlıyor. Elimizdeki o küçük cihaz da internet dünyası ile tamamen entegre olunca klasik girişimcilik, hanesinde bir gol daha görecek. Dell markasının kurucusu Larry Ellison’ın 2000 yılında Yale mezunlarına yaptığı o ünlü konuşmasını duydular da mı yaptılar bilmem ama birçok kişi üniversite öğrenimlerini yarıda bırakarak net dünyasında ilerlemeye başladı çoktan. Çünkü bu yeni girişimciliğin en iyi tarafı her zaman “sermaye yok” diye hayıflananların elinden o bahaneyi alması ve yerine “bir site fikri bul, işe başla”yı koyması. Start-up ruhu yani.

“Gezen tilki” misali sürekli arayış içeresinde olmak bu kavramın en doğru anahtarıdır sanırım. Çünkü her yeni fırsat, sadece ve sadece küçük bir adımla başlayan her yeni girişim bir diğerinin kapısını aralayacak. Önce tekerlek bulunacak, sonra o tekerlek icat edilen bir araca lastik olacak ve daha sonra “araba tamirciliği” gibi yüzlerce meslek ve milyonlarca çalışan ortaya çıkacak. Bu satırları okurken şimdiye kadar her şey icat edildi, denendi diye düşünüyorsanız size son 10 yılda çıkan şirketlerin yüz yıllık şirketleri geride bıraktığını hatırlatmak isterim. Emin olun, gelecekte de böyle olmaya devam edecek.

Burada önemli olan eli çabuk tutmak gerek. Atı alan Üsküdar falan bırakmayacak yakında. Acele etmek, en kötü ihtimalle kendi alan adınızı alarak başlamak gerek. Sonra varsa yeni fikirler, projeler de gelecektir. Bu arada, yer yokluğundan şehir dışında almak zorunda kaldığınız arsalar için üzülmeyin. Kısa zamanda etrafınız sitelerle dolacak ne de olsa…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir