“Krizler ve Fiyat Artışları Sektörel İstikrarı Olumsuz Etkiliyor”

Lumos’un yıllık hedeflerinde yakaladığı başarıya rağmen, lojistik sektörünün pandemiden bu yana zorlu bir sürecin içinden geçtiğine dikkat çeken Ozan Baş, dünya olarak henüz tam oturmamış bir dönemin içinde olduğumuzu ve bu geçiş evresinin diğer sektörlerde olduğu gibi lojistikte de yeni krizlere sebep olduğunu aktardı.

Lumos Lojistik’in, 2023 yıl sonu hedefleri doğrultusunda herhangi bir sapma yaşamadan yoluna devam ettiğini ifade eden Lumos Lojistik Kurucusu Ozan Baş, rekabetçiliğin çok yoğun yaşandığı lojistik sektöründe doğru hizmet, yeniliklere olan adaptasyon, maksimum kalite ve minimum fiyat ile ayrıştıklarını vurguladı.

Lumos’un yıllık hedeflerinde yakaladığı başarıya rağmen, lojistik sektörünün pandemiden bu yana zorlu bir sürecin içinden geçtiğine dikkat çeken Ozan Baş, dünya olarak henüz tam oturmamış bir dönemin içinde olduğumuzu ve bu geçiş evresinin diğer sektörlerde olduğu gibi lojistikte de yeni krizlere sebep olduğunu aktardı.

Lumos Lojistik, son çeyrekte olduğumuz bugünlerde nasıl bir performansla ilerliyor; yıl başında belirlediğiniz hedeflerinizin neresindesiniz?

Lumos Lojistik olarak, 2023 hedeflerimizin planlamasını 2022 yılında en titiz şekilde gerçekleştirdik. Bu stratejik hamlemiz doğrultusunda aldığımız öngörüsel bütçesel kararlarımız sayesinde çok kötü başlayan üçüncü çeyreği de başarılı bir şekilde geride bıraktık. Sektörel bazda hem müşteri portföyümüzde hem de hacmimizde genişleme sağladık. 2024 hedeflerimizde de yola çıktığımız ilk gün belirlediğimiz “Lojistiğin gelecekteki ışığı” hedefi ile yolumuza devam edeceğiz.

Lumos Lojistik’in hava, kara, deniz ve depolama tarafındaki faaliyetlerinden bahsedebilir misininiz? Özellikle hangi bölgeler ağırlıklı iş hacminizi oluşturuyor?

Ağırlıklı olarak denizyolu, daha sonrasında havayolu ve karayolu taşımacılığı şeklinde bir taşımacılık sistemimiz bulunmaktadır. Denizyolundaki iş hacmimizin büyük çoğunluğu Asya bölgesinden ithalat üzerinden gerçekleşmektedir.

Lojistik sektörü, global bir yapıya sahip olduğundan hem yerelde hem de küreselde çok rekabetçi. Siz bu rekabetçilikte nasıl öne çıkıyorsunuz?

Maalesef, sektörel bazlı rekabet üst noktaları çoktan geride bıraktı. Kötü pazarlama ve iş etiği bilinçsizliği bizi ve sektörün pek çok paydaşını zorluyor. Lumos Lojistik olarak, tedarik sürecinin her bir adımında uyguladığımız doğru hizmet, maksimum kalite ve minimum fiyat anlayışı zaten bizleri rakiplerimiz karşısında öne geçiriyor. Bu yapısal anlayışı hem korumaya hem de her geçen gün geliştirmeye çalışıyoruz.

Şu an dünyadaki ekonomik daralma, tedarik zincirinin henüz normale dönememiş olması ve coğrafik çekişmeler lojistik sektörünün gündemini nasıl şekillendiriyor?

Dünya genelinde var olan tüm sorunlar, yapısı gereği lojistik sektörünü doğrudan etkiliyor. Belirttiğiniz konular nezdinde, mevcut durumu baktığınız pencereye ve duruma göre hem iyi hem de kötü anlamda ele almak mümkün. Örneğin, bir savaş; bölgesel anlamda genel lojistik hizmetleri yürüten bir firmayı olumsuz anlamda etkilerken, “savaş lojistiği” yapan firmalar için avantaj haline geliyor.

Pandemi sürecinden sonra, dünya için henüz tam oturmamış bir dönemdeyiz. Bir kriz biterken diğeri başlayabiliyor. Uzun bir süre konteyner krizi ile mücadele ettik. Bu krizi aştık derken, navlun sorunu boy gösterdi.

Şu an dünyanın içinde bulunduğu krizler ve olumsuzluklar ağı lojistikte hangi alanları daha kârlı ve öncelikli hale getiriyor?

Krizler ve olumsuzluklar oluşmasına rağmen, lojistik sektörü bunlara anında çözüm sunabiliyor; çok hassas bir sektör olması, krizden sağlam çıkabilme kaslarının güçlü olmasını sağlıyor. Pandemide bunu hep birlikte gördük. Hava, kara, deniz ve demiryolu gibi farklı seçenekler üzerinden kendini var etmesi, çözüm yollarının da çeşitliliğini sağlıyor. Bunların hiçbiri tek başına çözüm olmazsa da multimodal şeklinde bir planlama ile hareket ederek, çözüm sürecine dahil oluyor.

Son yıllarda dünyanın içinde bulunduğu sorunlar bazen kara, bazen deniz, bazen de hava trafiğinin aksamasına neden oluyor. Ve son yıllarda peşi sıra gelen olumsuzluklar ve bunların tetiklediği belirsizlik ortamı bu soruya net bir cevap vermeyi zorlaştırıyor.

Sizin Rusya-Ukrayna Savaşı ile beraber aktarımlarınız nasıl değişti?

Kendinize yeni rotalar belirlediniz mi? Rusya ile Ukrayna arasında geçen savaş, bizleri çok etkilemedi çünkü sürekli çalışma içerisinde olduğumuz bir pazar değildi. Lakin transit ticaret yüklemelerimizde ciddi anlamda artışlar söz konusu oldu ve o pazarda da var olmaya başladık.

Navlun, şu an sektörün en önemli konularından biri. Burada son durum nedir, ihracat nasıl etkiliyor?

Navlunlar sektörün pandemi dönemindeki en önemli konusuydu diyebiliriz. Çünkü o dönemde başımıza gelen konteyner krizi şu an yok. Bu yüzden armatör firmalar daha fazla zarar elde etmemek için navlun seviyelerini minimum noktaya kadar çektiler. Hal böyleyken, ihracatta gözle görülür bir azalma mevcut. Bu durum rakamlara da yansıyor.

Son dönemde akaryakıt fiyatlarındaki artış sektörü ve sizi nasıl etkiliyor?

Akaryakıt fiyatlarını artık günlük takip etmemiz gereken bir durum oluştu. Öz mal bir taşıma aracımız olmamasına rağmen, son nihai tüketici gibi bizler de artışlardan maalesef nasibimizi alıyoruz. Bir gün öncesinde vermiş olduğumuz yurt dışı veya yurt içi navlun teklifimizi bir sonraki gün müşterimize iletemiyoruz. Bu tarz artışlar devam ederse sektördeki daralma, iş hacminden kaynaklı hale gelecek.

Döviz kurundaki dalgalanmalar ihracatın lojistik tarafına nasıl yansıyor?

Döviz kurunda kısa aralıklarla gerçekleşen dalgalanmalar, navlun fiyatlarında oynamalara sebep olduğundan özellikle karayolu ihracatında düşüşe neden oldu. Kurdaki dalgalanmalar ihracat tarafında rekabetçiliği olumsuz etkiliyor.

Yeşil Mutabakat, bugünlerde sektörde en çok öne çıkan konulardan birini oluşturuyor. Sizce bu durum sektörü nasıl etkileyecek?

Çevreci yapılan her eylemin lojistik sektörüne büyük katkısı bulunuyor. Çünkü lojistik, sürekli tüketim içerisinde. Yeni enerji ve emisyon değerleri hem taşıma modüllerinde hem de çoğu serbest bölgede çevreci bir kazanımı sağlayacaktır. Diğer yandan tüketicinin bu yöndeki talepleri göz önüne alındığında rekabetçi kalabilmek için de önem taşıyor.

Lumos Lojistik, sürdürülebilirlik anlamında ne gibi çalışmalar yapıyor?

 Lumos Lojistik olarak, sürdürebilirlik alanında üzerimize düşeni hem altyapımızı ve operasyonlarımızı bu döngüye hazırlayarak hem de çalışanlarımızın ve paydaşlarımızın bu konudaki farkındalığını artırarak yapmaya devam ediyoruz.

Dijitalleşme ve yapay zekanın sektörü nasıl şekillendireceğine yönelik görüşleriniz nelerdir?

Geleneksel iş anlayışının artık ayırt edici olduğu bir dönemdeyiz. Dolayısıyla, dijitalleşme ve yapay zekanın gelişmesi sektör ve sektörün aktörleri için gelişme anlamını taşıyor. Lojistik dinamik bir sektör, dijitalleşme ve yapay zekanın gelişmesi bu yönde pek çok anlamda katkı sağlayacaktır; maliyet tasarrufu, daha hızlı teslimat, pazarı büyütme, müşteri memnuniyeti, daha sürdürülebilir bir sektör… Ama bunların da ötesinde, ilk başta belirttiğim üzere ayrışma, yani son derece rekabetçi bir sektörde var olabilmeyi sağlayacak.

 Sürücüsüz araçların, uçan arabaların ve drone teslimatçıların konuşulduğu günümüzde sizce sektörü nasıl bir gelecek bekliyor?

Her firma gibi kendimizi geleceğe hazırlayıp var olan anda kalmayı hedefliyoruz. Lojistikte dijitalleşme über olmamakla birlikte, uçan arabalar hariç drone ve sürücüsüz araçlar aslında var olan bir teknolojinin birer yansımasıdır. Yarın ve sonrasında karşımıza çıkacak yeni taşıma modüllerine kendimizi hazırlıyoruz. Kadromuz sürekli yeniliğe açık, genç ve dinamik çalışanlardan oluşuyor. Boşuna “Lojistiğin gelecekteki ışığı” sloganımızı kullanmıyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir